GİRİŞ

E-Posta
Şifre

YENİ ÜYE

Ad
Soyad
E-Posta
Şifre
Şifre Tekrar
Ürün sepete eklendi
Aramıza Hoşgeldin!
Welcome Abroad!
Bültene başarıyla üye oldun.
Teşekkürler!
Thank you for subscribing to
our newsletter.

1500 TL ÜZERİ ÜCRETSİZ KARGO

İLK SİPARİŞTE %10 İNDİRİM İÇİN ÜYE OLUN! İNDİRİM KODU: HELLOPC10

Çalışan Annelerin Sabah İpuçları

Sabahın erken saatlerinde güne başladığı andan, hazırlanıp işe gidene kadar geçen kısacık sürede her annenin kendine özgü rutinleri, çocuğunu oyalama taktikleri, küçük hileleri vardır. Farklı alanlarda çalışan altı annenin sabah rutinlerinden akıllı ipuçları aldık...

Merve, Derin’in (1) annesi; Gift For You Kurucu Ortağı

“Benim alarmım -yani Deriniko- 07:30 civarında çalıyor ve bu da yeni bir güne başladığımızın en güzel habercisi oluyor. Biraz yatağının içinde oynadıktan sonra sabah kahvaltısını birlikte hazırlamak için mutfağa geçiyoruz. Kahvaltısının hazırlık sürecini görüp dahil olduğunda kesinlikle daha iştahlı yiyor. İşte tam da bundan sonrası benim hazırlanmam için ideal zaman: Derin oyuna ve kahvaltısına doymuş, oyuncaklarıyla oyalanmak için biraz daha hazır. Hızlıca giyiniyorum... Makyaj sırası geldiğinde bunu Derinle birlikte yapıyoruz çünkü hem izlemeye hem malzemelerimi karıştırmaya bayılıyor. Hem de onunla ekstradan birkaç dakika daha paylaşmış oluyorum. Sonra kapıdan beni geçiriyor ve el sallayarak işe uğurluyor. Yakın bir zamanda bacağıma sarılıp ‘Gitme!’ diye ağlayacağını bildiğimden, bu sayılı günlerin tadını çıkarıyoruz.”

İpek, Dora’nın (2.5) annesi; SAP Danışmanı

“Benim için en güzel ipucu sabahları imkan varsa Dora'dan önce uyanıp hazırlanmak. Sabahları Dora 07:30 civarı uyanıyor; ben de ondan yarım saat önce. Önce yatakta maillerimi kontrol ediyorum ve sonraki 15-20 dakikamı hazırlanmaya harcıyorum. Bu benim en büyük lüksüm çünkü Dora uyandıktan sonra hazırlanmak kaosa dönüşebiliyor. Uyanır uyanmaz onu yatağından alıp bizimkine getiriyoruz ve o sütünü içerken keyif yapıyoruz. Sonra Dora'yı giydirmek için tekrar odasına giriyoruz. Giyeceği kıyafetler ve okula götüreceği eşyalar mutlaka bir gece önceden hazırlanıyor böylece sabah çekmece karıştırmak zorunda kalmıyoruz. Kahvaltı öncesi genelde Dora'nın kendi seçtiği iki veya üç kitabı okuyoruz. Karar verme aşamasının uzamaması adına, bu sayıyı mutlaka önceden birlikte belirliyoruz. Sonra kahvaltı, diş fırçalama seansı, ayakkabı ve mont giyme… Bu sırada annem geliyor. Dora anneannesiyle okula, ben işe.”

Burcu, Leyla'nın (2.5) annesi; Yazılım Mühendisi (Home ofis çalışıyor)

“Leyla 06:45-07:00 arası uyanıyor ve sabah kalktığında anlatacak tonlarca şeyi oluyor. (Genelde havada uçan ve onun ham ham yediği armutların olduğu rüyalar.) O bıdır bıdır konuşurken hızlıca kıyafetlerini giydiriyorum ve süt içme faslına geçiyoruz. Leyla’nın sessiz olduğu bu beş dakika benim mail’lerime ve okunmamış WhatsApp mesajlarıma bakmak için en harika fırsat! Süt bittiğinde bizim için ayrılan 30 dakikalık özel bir anne-kız sürecinin başlangıcını yapıyoruz. Leyla asla oyuna doymadığı için odadan çıkıp kahvaltıya geçmemiz her sabah problem. Dolayısıyla uyanır uyanmaz o sabah kaç kitap okunacak veya ne kadar oyun oynanacaksa konuşup anlaşmaya varmalıyız. Verdiği sözü tutmak, bu süreci kolaylaştırıyor. Kahvaltımızı yaptıktan sonra Leyla her gün çantasının ön gözüne koyup okulda asla çıkarmayacağı bir oyuncak seçiyor (Neden bilmiyorum!). Sonra okula yürüyerek mi yoksa scooter’la mı gitmek istediğine karar vermesi için biraz daha zaman gerekiyor. Bu durumlarda hava durumu, yürüyüş yolunda oynanabilecek oyunları hatırlatarak karar vermesini hızlandırmaya çalışıyorum yoksa akşama kadar sürebilir. Eğer okulda hoşlanacağı bir aktivite planlanmışsa o gün için mutlaka hatırlatma yapıyorum ki hızlıca evden çıkmak için bir sebebi olsun. Nihayet bir anlaşmaya vardığımızda eve dönüşte birbirimize yaptıklarımızı anlatmak üzere sözleşiyor; sarılıp koklaşarak ayrılıyoruz. Böylece ben de sıcak bir kahve hazırlayıp hızlı bir toparlanma faslının ardından işimin başına oturuyorum.”

Pınar, Ayaz'ın (2) annesi; Kimya Mühendisi

“Oğlum Ayaz sabah 06:30-07:00 civarında uyanıyor ve sütünü içmek için bizim yatağımıza geliyor. Sonra birlikte kalkıp banyoya gidiyoruz. Eline diş fırçasını veriyorum ve o dişlerini fırçalayıp suyla oynarken ben de saç, makyaj gibi işlerimi halledebiliyorum. Giyinme faslını kolay halletmek için en büyük kurtarıcım Ayaz'a babasının çekmecesini açıp çoraplarla oynatmam. Bu süreçte ‘Bana bir kazak seçer misin?’ ya da ‘Çantamı bana uzatır mısın?’ gibi şeylerle ondan sürekli yardım istemek de çok işe yarıyor. Ayaz doğduktan sonra banyo faslını sabahtan akşama aktardım. Bu sayede sabah bir de banyo derdiyle uğraşmama gerek kalmıyor. Hafta içi Ayaz kahvaltısını ben 08:00’de evden çıktıktan sonra yapıyor. Bense zaman kazanmak için bir gece önceden kendime bir soğuk sandviç veya kahvaltı tabağı hazırlayıp streçleyerek buz dolabına koymuş oluyorum. Bir de işe giderken yanıma almam gereken ne varsa, sabah kargaşası içerisinde unutmamak için mutlaka akşamdan hepsini bir çantaya koyup dış kapının koluna asıyorum. Eğer evden Ayaz ile birlikte çıkacaksak önce Ayaz'ı giydirip sonra kendim hazırlanmayı tercih ediyorum. Böyle günlerde kahvaltı için tercihim krep çünkü arabada bile eline verip yedirme imkanım oluyor.”

Evrim Karataş, Öykü'nün (2) annesi; Finans Müdürü

“Evden çıkabilmek, Öykü ile birlikte hayatımda tam bir stres konusu oldu. Hele de yetişecek bir yerim varsa! Hafta içi işe giderken evden çok erken çıkıyorum ve genelde Öykü hala uyuyor oluyor. Aynı odada yattığımız için (benim odam!) sabah uyanır uyanmaz onu uyandırmamak için kendimi odanın dışına atıyorum. Dolayısıyla benim en büyük kurtarıcım o gün giyeceğim, takacağım, süreceğim ne varsa akşamdan hazırlayıp salona veya başka bir odaya koymak. Böylece kendi odama bir daha giyinmek veya eşya almak için girmiyorum. Öykü uyandırılmaya ve acele ettirilmeye gelemeyen bir çocuk. Dolayısıyla hafta sonu onunla gitmem gereken bir program yapıyorsam ilk kuralım kesinlikle randevuyu geç bir saate ayarlamak. Yeni uyandığı ve oyuncaklarına kavuşmanın sevincini yaşadığı sabah saatlerinde onu giyinmeye ikna etmemin formülü normalde ulaşması mümkün olmayan ama eline geçirdiğinde büyük haz duyduğu eşyalarımı rüşvet olarak vermem, en başta kremlerim!”

Müge Çubukçu, Eren (3) ve Selim’in (1) annesi; Galerist Sanatçı Temsilcisi

“Sabahları iki çocukla hızlı hazırlanmanın benim için temel kuralı, onlardan erken kalkmak ve hazırlanabilecek her şeyi akşamdan hazırlamak. Selim ve Eren 08:00 civarında uyandığı için ben alarmımı 07:30'a kuruyorum. Kahvaltıyı çoğunlukla bir gece önceden hazırlayıp buzdolabına koyuyorum ve onlar uyanmadan hızlıca hazırlanıp portakal suyu sıkıyorum. Her sabah evden çıkmadan -beş dakika gibi geçip giden!- yaklaşık bir buçuk saatimiz var. Bu yüzden Eren'in okul çantasını ve kıyafetlerini önceden hazır etmek, kendi giyeceklerimi de en azından akşamdan kurgulamak çok önemli. Eren ve Selim uyandığında üçümüz birden Eren'in yatağına giriyoruz ve zıplamalar, kudurmalar başlıyor. İşte günün en güzel dakikaları. Sonrasında hızlıca hazırlanıp evden koşar adımlarla çıkıyoruz. Eren'i bol sohbetli bir araba yolculuğu sonrası okula bırakıp işe gidiyorum.”