GİRİŞ

E-Posta
Şifre

YENİ ÜYE

Ad
Soyad
E-Posta
Şifre
Şifre Tekrar
Ürün sepete eklendi
Aramıza Hoşgeldin!
Welcome Abroad!
Bültene başarıyla üye oldun.
Teşekkürler!
Thank you for subscribing to
our newsletter.

1500 TL ÜZERİ ÜCRETSİZ KARGO

İLK SİPARİŞTE %10 İNDİRİM İÇİN ÜYE OLUN! İNDİRİM KODU: HELLOPC10

Evden Çalışan Anne Olmak

Anne olmak zor, çalışan anne olmak çoğu zaman daha da zor. İnsan ne işteyken tam anlamıyla işte, ne evdeyken tam anlamıyla evde hissedebiliyor. Yapılacaklar listesi, bir şeylere yetişme telaşı, hem okula gereken ilgiyi gösterebilmek (çünkü bazen veli olmak bir öğrenci kadar katılım gerektiriyor), hem de işte eksiksiz performans göstermek insanı çok zorluyor. Diğer taraftan ise tam zamanlı evde olan bir anne olmak da zor! Tüm gün hiç bitmeyen ev işi ve çocuklarla ilgilenmek, hep bir koşturma içinde olmak ama gün sonunda hiçbir şey üretmemiş hissetmek, sıcak bir kahveye, çocuklar tarafından kesintiye uğramayan iki yetişkine sohbetine muhtaç olmak zaman geçtikçe içinden çıkılamayan bir döngü haline geliyor.

Leyla'ya hamile olduğumu öğrendiğim zaman çalışmıyordum, dolayısıyla bunu onunla birebir ilgilenmek, bolca vakit geçirmek, doya doya büyütmek adına bir fırsat olarak görmüştüm. Leyla bir yaş civarındayken Türkiye'de daha önce çalışıyor olduğum şirketimden iş teklifi geldi. Daha önceleri işe dönmek konusunda gelgitlerim olduğunda annem bir süre sonra arkama bakmadan işe gitmek isteyeceğimi, o zaman gelene kadar sabretmemi söylüyordu. Nitekim haklı çıktı. O dönem ben de tam zamanlı annelik için bana verilen sürenin sonuna geldiğimi içten içe hissedebiliyordum. Teklifi ilk aldığımda bunu bir şans olarak değerlendirmiştim, çünkü evden çalışacak, sadece müşteri toplantıları için dışarı çıkacaktım. Bir yaşında bir çocuğu olan, daha önce kimseye çocuğunu emanet etmemiş bir anne için daha güzel bir fırsat olabilir miydi? Hem evden çalışacak, kariyerime kaldığım yerden devam edebilecek, hem de çocuğumla zaman geçirebilecektim.

Öyle miydi gerçekten? Tam zamanlı evden çalışmak bu kadar kolay olabilir miydi?

Tabii ki olmadı! 'Evden çalışma' işini fazla hafife almış olduğumu anlamam bir haftadan uzun sürmedi. Her ne kadar çocuk bakımı için bir destek almaya başlamış olsam da, Leyla için içinden çıkılmaz bir kavram yaratmış oldum: anne evde ama onunla ilgilenmiyor, anne evde ama o istediği her an yanına gidemiyor, anne evde ama toplantıda, anne evde ama çalışmaya devam etmesi gerek çünkü saat henüz 18.00 olmadı... Ama baba evdeyken çalışması gerekmiyor?

Bunun yanı sıra nedense bir üst jenerasyon ve bazen de arkadaşlarım tarafından da tam olarak yerine oturtulamayan bir kavram 'evden çalışmak'. Hani sabah kalkıp giyinip ofise yetişmiyorsan, aslında evde günlük aktivitelere katılabiliyor, hatta zaman yaratıp dışarıda kahve bile içebiliyor olmalısın. Veya hatta belki de artık gidip kendine 'gerçek ve düzgün' bir iş aramanın vakti gelmiştir?

Diğer taraftan, iş arkadaşlarınız, patronlarınız ve müşterileriniz de evden çalışmakla ilgili farklı bir bakış açısına sahip olabiliyor. Kaytarıyor musun, herşeyi kontrol ediyor musun, sana her zaman ulaşabilirler mi? Veya rahatın çok yerindedir, toplu çalışma kurallarını unutmuş, iş teslim tarihlerini de kesin kendine en uygun zaman aralıklarında çalışarak tutturuyorsundur... Hele ki toplantının ortasında arkadan ağlayan bir çocuk sesi geliyorsa... Bir zamanlar çok popüler olan BBC Dad videosu hepimizin aklındadır sanıyorum, evden çalışan ebeveynler için oldukça sık yaşanan bir sahnedir bu!

Tüm bahsettiğim bu çevresel faktörler dışında, eğer evden çalışıyorsanız öncelikle kendinize kişisel disiplin açısından bir çeki düzen vermeniz gerekiyor. Ne yazık ki bu durum 'hazır evdeyken bir koltukta yayılayım', veya 'arkada da televizyonu açıp bir yandan yarım bıraktığım diziye devam edeyim' diye düşünerek devam ettirebileceğiniz bir düzen değil. Ben çareyi aynen işe gider gibi sabah kalkıp, üzerimi değiştirip, kahvaltımı yapıp, evin en izole köşesine kendi çalışma ortamımı yaratmakla bulmuştum. İlk günler uyduruk bir masa ve laptop'tan oluşan çalışma alanım, gittikçe ufak bir ofise dönüştü hatta! Leyla da büyüdükçe 'evden çalışan anne' kavramını daha rahat kabullendi ve sıklıkla bu sahneleri oyunlarına dahil eder oldu.

Bir mola verip iş arkadaşlarımla sıcak bir kahve yudumlamak, kendimi dışarıda güzel bir öğlen yemeği ile mükafatlandırmak, ofis ortamındaki neşeli sohbetlere katılmak gibi şanslarım olmasa da evden çalışan bir anne olmanın asla yadsınamayacak çok güzel avantajları da var tabii ki. İşe gidip gelmek için her gün trafikte zaman kaybetmemek, zorlu hava şartları ve ulaşım mücadelesine girmemek, işe başlayacağınız son dakikaya kadar çocuğunuzla olmak, iş bitiş saatinde bilgisayarınızı kapatır kapatmaz normal ev hayatınıza dönebilmek, çocukları okula bırakıp okuldan alabilmek, toplantı durumunuz el veriyorsa öğle uykusuna kendiniz yatırabilmek, yemeklerine eşlik edebilmek, eve gelecek bilimum tamirci, kargo gibi ziyaretçiler için ayrıca izin almanıza gerek kalmaması bu avantajlardan sadece birkaçı... Hele ki çocukların sıklıkla hasta olduğu dönemlerde her ne kadar birebir onlarla ilgilenemiyor olsanız da, evde sürekli gözünüzün kulağınızın çocuğunuz üzerinde olabilmesi, aklınızın sürekli evde kalmıyor olması en bulunmaz nimetlerden.

Şimdi geriye dönüp baktığımda tüm bu avantaj ve dezavantajları gözden geçirdiğimde aslında anlıyorum ki bu da çalışan ve çalışmayan anne olma kararı gibi insanı ortada bırakan bir karar. Devamlı evden çalışmak da, sürekli ofiste olmak da yeri geldiğinde zorlu. Keşke haftanın belli günleri evden belli günleri ofisten çalışabileceğimiz, annelere ilk yıllarında kolaylık sağlayan iş ortamları çoğalsa ve rahat bir nefes alabilsek...