GİRİŞ

E-Posta
Şifre

YENİ ÜYE

Ad
Soyad
E-Posta
Şifre
Şifre Tekrar
Ürün sepete eklendi
Aramıza Hoşgeldin!
Welcome Abroad!
Bültene başarıyla üye oldun.
Teşekkürler!
Thank you for subscribing to
our newsletter.

1500 TL ÜZERİ ÜCRETSİZ KARGO

İLK SİPARİŞTE %10 İNDİRİM İÇİN ÜYE OLUN! İNDİRİM KODU: HELLOPC10

Rachel Araz Kiresepi Bebeğini Beklerken

Karşınızda müthiş bir enerjiyle dolup taşan ve eminiz bunu kısa süre sonra doğacak bebeğine aktaracak olan Rachel Araz Kiresepi var. O, bebeğinin cinsiyetini öğrenmemeyi seçen, hamilelik süresince de hayatında neredeyse hiçbir kısıtlama yapmadan sporundan, stilinden, yoğun iş temposundan, seyahatlerinden son ana kadar vazgeçmemiş bir anne adayı. Neşeli, eğlenceli, durmaksızın espriler yapan, hareketli ama çok naif ve tüm bu karakter özelliklerine samimi olmayı ekleyen biri. Zaten 39. haftasında bir araya geldiğimizde, ona bebeğinin gelecekte nasıl bir çocuk bir olmasını hayal ettiğini sorduğumuzda tam olarak bunları sıralamıştı…

Sosyal medya danışmanı olan Rachel’e Instagram, dergilerin stil sayfaları ya da marka işbirlikleri aracılığıyla rastlamış olmanız kuvvetle muhtemel. Ama şimdi, annelik kavramına yaklaşımını ve ‘rahatlık’ anlayışını detaylarıyla anlatıyor.

ÇOCUK SAHİBİ OLMAYI PLANLAMIŞ MIYDINIZ?

Çok istiyorduk çünkü çocuk seven bir çiftiz. Zaten evliliğimizin yedinci ayında hamile kaldım. Şu an eşim benden daha heyecanlı çünkü bütün arkadaşlarının ikinci hatta üçüncü çocukları var; benimse yok denecek kadar az! Dediğim gibi istiyorduk ama bu kadar kısa sürede olacağını tahmin etmiyorduk. Hayalim dört çocuk, eşiminki ise üç.

BEBEĞİNİZİN CİNSİYETİNİ ÖĞRENMEMEK EŞİNİZLE ALDIĞINIZ ORTAK BİR KARAR MIYDI?

Henüz hamilelik söz konusu değilken evet böyle bir niyet etmiştik. Ne kızımız var ne oğlumuz ama sonuçta ikisine de çok sevineceğiz; ayrıca bu sayede süreç daha heyecanlı olacak diye düşündük. Cinsiyeti öğrenmediğinizde hem gerçekten sadece bu konuya odaklanmıyorsunuz hem de çok fazla alışveriş yapamıyorsunuz... Ama itiraf edeyim, son aylarda çok zor dayanıyorum ve öğrenmemek için kendimi zor tutuyorum! Son haftadayız ve heyecanla bekliyoruz.

BEBEĞİN CİNSİYETİNİ ÖĞRENMEDEN ALIŞVERİŞ YAPMA KONUSUNDA NASIL BİR YOL İZLEDİNİZ?

Genelde beyaz, krem rengi, bej, gri gibi çok açık renkte parçalar aldık. Beğendiğim bazı kıyafetlerde tercihimi maviden yana kullandım, kız çocuğu olursa giydirebilirim diye. Fakat erkeğe pembe olmaz düşüncesiyle maalesef o tonlarda hiçbir şey almadım. Şimdilik daha çok erkek gardırobu gibi görünse de renkleri, bebeğimiz geldikten sonra eklemeyi planlıyoruz. En zorlandığım konuysa bazı parçaların unisex olmamasıydı. Mesela düz beyaz bir tulum arıyorum ama üzerinde illa pembe çiçek veya lacivert gemi deseni var... Kısacası daha çok basic ihtiyaçlarımızda zorlandık; o yüzden daha çok yurt dışından ve isimsiz markalardan alışveriş yaptık. Temel gereksinimlerimizi ise hem kulaktan dolma hem sosyal medyadan gördüklerimden hem de danışmanlık aldığımız hemşirenin yönlendirmesiyle oluşturulmuş listeden karşılamaya başladık. Şu an her şey tamam fakat neyin, ne işe yaradığına dair hiçbir fikrim yok diyebilirim. Ayrıca fazla mı, az mı aldım; eksiklerim neler bilmiyorum. Artık yaşadıkça göreceğim.

BEBEĞİN ÇEKMECESİNDEN...

HAMİLELİĞİNİZ NASIL GEÇTİ?

İlk dört ay çok bulantım oldu ama hamileliği hiçbir zaman hastalık gibi görmedim. O yüzden bu süreci ‘Ben hamileyim, evde durmalıyım, midem bulanıyor, evde yatmalıyım’ şeklinde yaşamadım. Çok haraketliydi bu süreç; yedi buçuk aya kadar crossfit ve pilates yaptım. Anne olacağımı öğrendiğimden beri de hamile masajı yaptırıyorum ve hatta hala devam ediyorum. Bu arada sık sık seyahat ettim, yurt dışına da çıktım yani hayatımda hiç kısıtlama yapmadım. İlk dört ayım zorlayıcıydı ama inat ettim; kendimi eve kapatmadım. Şu an 39. haftadayım ve bu hafta ilk kez evdeyim... Onun dışında hep dışardaydım; işim gereği toplantılara da, lansmanlara da, iş seyahatlerine de gittim. Bunun dışında zaten sigara da alkol de kullanmıyorum; bu açıdan da çok zorlanmadım. Sadece çok CocaCola içerdim, onu mümkün olduğunca azaltmaya çalıştım. Bir de sushi ve Uzak Doğu mutfağını seven biri olarak onlardan uzak kaldım. Canım istediğinde de pişmiş versiyonlarını tercih ettim. Özetle hamilelik boyunca kendime her zaman şunu söyledim: Ben rahat olursam hamileliğim de öyle geçecek.

HAMİLELİKLE HAYATINIZA GİREN YENİ ALIŞKANLIKLAR OLDU MU?

Yumurtanın her türlüsünü sevmezdim -kekin içindeki hariç- hiçbir halini ağzıma sürmezdim. Hamilelikte yemeye başladım!

HAMİLELİĞİNİZ STİLİNİZİ NASIL ETKİLEDİ? BU SÜREÇTE EN ÇOK NELER GİYDİNİZ?

Son iki hafta hariç tüm eski kıyafetlerimi giyebildim. Toplamda beş-altı siyah hamile taytı, iki J Brand jean ve bir de Assos’tan bir düğüne özel elbise aldım. Onun dışında gardırobuma hamileliğe özel hiçbir şey eklemedim; kendi mevcut kıyafetlerimden kombinler yaptım. Mesela tayt üzerine kazaklar ve gömlekler, elbiseler, etekler ve tüm streç kıyafetlerimi çok rahat giydim. Genel olarak stilimi değiştirdim diyemem ama bu dönemde en çok tayt ve üzerine tiril tiril, üzerime çok yapışmayan bluzlarla rahat ettim.

RACHEL'İN AYAKKABI DOLABINDAN...

BEBEĞİNİZE İLK ALDIĞINIZ ŞEY NEYDİ? DEVAMINDA EN BEĞENEREK ALDIĞINIZ ÜRÜNLER NELER OLDU?

Bir ayakkabı delisi olarak bebeğime de ilk aldığım şey bir sneaker’dı. Sonrasında Selfridges’ten sloganlı zıbınlardan ve üzerinde ‘volume control’ yazan emziklerden çok heves edip aldım. Onları ilk kullanacağım gün nasıl olacak, merak ediyorum.

DOĞUMLA İLGİLİ BİR TERCİH VAR MI KAFANIZDA?

Doğumla ilgili herhangi bir tercihim yok; tamamen doktorumun fikirleriyle ilerleyeceğiz. Bu süreçte sezaryen-normal doğum çekişmelerinin farkına daha çok vardım. Beni her gören nasıl doğuracağımı sordu ve bu bana o kadar garip geldi ki… Daha önce hiç aklıma gelmezdi birine böyle bir şey sormak; normal doğursam ne olacak, sezaryen doğursam ne olacak? Benim vücudum, ben etkileneceğim. Biri sezaryeni kötülüyor, diğeri normal doğumla ilgili çok karışık bilgiler veriyor. Mesela yeni doğum yapan annelere ‘Emiyor mu?’ diye de çok soru soruluyor ve bu da bana o kadar ayıp geliyor ki. Çok yakınım olmadığı sürece o kişi ve gerçekten bir şey danışmam gerekmiyorsa, ben merak etmem mesela. Çok özel bir konu ve o hayatın içine girmek gibi geliyor bana, keza doğum da öyle. Normal doğum eşittir bir başarı değil bence. Sonuçta vücudunun durumuna, o anki sürece bağlı gelişebiliyor doğum yöntemi.

DOĞUMA ÖZEL BİR HAZIRLIK YAPTINIZ MI?

Eşimle beraber Amerikan Hastanesi’nin genel bilgiler veren, etkili bir kursuna yazıldık. Ama dört ders devam edebildik. Onun dışında nefes eğitimi veya benzer tarz eğitimlere gitmedim.

BİR YIL SONRASINI DÜŞÜNDÜĞÜNÜZDE NASIL BİR ANNE OLMAYI HAYAL EDİYORSUNUZ?

Şu an eşim bana kıyasla oldukça kontrolcü. Ben daha çok gidişata bırakıyorum her şeyi; yani ‘Her şey olur, yaparım, doğururum, süt de veririm hallolur’ modundayım. Endişesiz, korkusuz ve rahatım ama bebeğimiz doğunca tam tersi olacakmış gibi hissediyorum. Sanki annelik hissi gelince -ki şu an bana hala gelmedi- ben daha disiplinli olacakmışım, eşim de çocuğu şımartacakmış, roller değişecekmiş gibi geliyor.

ANNELİKLE İLGİLİ ENDİŞELERİNİZ VAR MI?

Hiç yok! ‘Çocuk hayatıma bir engel teşkil edecek’ gibi bir düşünce yapısına sahip değilim. Tam tersi, farklı ve yepyeni bir dönem başlatacakmış gibi hissediyorum. Mesela insanlar sosyal hayat bitecek, kız arkadaşlarımla eskisi gibi görüşemeyeceğim diye evlilikten de korkar ya; bence bu tamamen eşler arasındaki enerji, uyum ve karakterlere bağlı. Biz evlendikten sonra hayatımda hiçbir şey değişmedi. Yine kız arkadaşlarımla seyahat edebiliyorum, akşam yemeklerine gidiyorum; Sami de öyle. Bence bebek olduktan ve düzeni oturttuktan sonra hayatıma kaldığım yerden devam edebileceğim. Tabii göreceğiz, büyük konuşmamak gerekiyor! Küçükken benim de annem çalışıyordu ve avukattı… Biz iki kardeşiz ve bir gün bile ara vermedi işine, hayatına. Bana göre de hayatı elden bırakmamak gerekiyor.

HAMİLELİKTE ANNENİZLE OLAN İLİŞKİNİZ NE YÖNDE GELİŞTİ?

Ben annemi 17 yaşımdayken kaybettim. Hamileliğimde ise kendimi hissiyat olarak ona çok daha yakın hissettim. Manevi anlamda o dönemleri daha çok içselleştirdim, sebebini bilmiyorum.

HAMİLELİĞİNİZ BOYUNCA HANGİ KAYNAKLARDAN FAYDALANDINIZ?

Röportaj öncesinde de söylemiştim, Petitmag’in sıkı bir takipçisi oldum. Koyulan tüm ürünlerin ekran görüntüsünü telefonuma kaydettim. Sizin hastane çantası yazınızı print edip kendiminkini o şekilde hazırladım! Onun dışında Sami çok kitap aldı ama onları gerçekten okudum diyemem. Sadece telefonuma Baby Center adında bir uygulama indirdim ve oradan hafta hafta bebeğin büyüklüğünü takip ettim çünkü en çok merak ettiğim şey buydu. Mısır koçanı, lahana, avokado… Büyüklüğünü anlamak için hep elle tutulur bir şey hayal ettim karnımda.

ÇOCUĞUNUZU HANGİ DEĞERLERLE BÜYÜTMEK İSTERSİNİZ? NASIL BİR İNSAN OLMASINI HAYAL EDİYORSUNUZ?

Klasik bir cevap olacak belki ama çok iyi bir insan olarak yetiştirmek, onun da hep saf ve iyi kalmasını isterdim. Bazı insanlar kendilerini koruyabilsinler diye çocuklarına kötüyü de öğretiyorlar ama ben hep saf, kötü dünyadan uzak yetiştirmeyi arzu ediyorum. Eşim benden daha olgun, tümevarımcı ve ileri görüşlüdür, bazen “Nasıl böyle bir şeye inanabilirsin?” der ve bana hep insanların bazen kötü de olabileceğini anlatır. Ancak ben pamuklara sarıp büyütmek istiyorum bebeğimi; o dışardaki kötü şeyleri bilmesin, görmesin, duymasın.

Hayattan keyif alsın, gülsün; çok gülsün isterim. Bana şöyle iki seçenek sunsalar: Çocuğun ya akademik kariyerinde başarılı olacak ya da çok esprili. Çok esprili olsun; hayatla dalga geçsin, güldürsün, bir ortama girdiğinde enerjisiyle kendini belli etsin isterdim.

HASTANE ÇANTASINA KOYDUĞUNUZ İLGİNÇ EŞYALAR VAR MI?

Maskaram, göz kapatıcım, anı defterim ve ayıcıklı komik terliklerim!

‘YANIMDA OLMADAN DOĞUMA GİRMEM’ DEDİĞİNİZ BİR OBJE VAR MI?

Annemin kolyesini hiç boynumdan çıkarmıyorum, onunla doğuma girmeyi çok arzu ediyorum.

HAMİLELİKTE NASIL BİR İŞ DÜZENİNİZ VARDI?

Ben sosyal medya danışmanlığı yaptığım için işim aynı hızıyla devam etti, toplantılarıma gittim. Bu hafta hariç öncesinde markalarla içerik planlamasını ve akabinde çekimleri yapıyorduk. Hep çok yoğundu ama o tempodan fırsat buldukça lansmanlara ve eventlere gittim. Ama influencer’lık kısmı daha çok hobi gibi; dediğim gibi asıl işim sosyal medya danışmanlığı.

İLGİNÇ BİR AŞERMENİZ OLDU MU?

Şalgam suyu! En son ne zaman şalgam suyu içtim veya içip içmediğimi bile hatırlamıyorum aslında ama dördüncü ayın sonunda bir gece 11’de, Instagram’dan çok alakasız bir kişinin rakı sofrasında şalgam suyu gördüm. O ana kadar aşermenin abartıldığını düşünürdüm ama o an öyle bir his geldi ki eşime şalgam suyu içmezsem nefes alamayacağımı söyledim. Gecenin o saatinde gidip aldı ve gerçekten yatmadan bir litre şalgam suyu içtim, sanki günlerce susuz kalmış gibi! Bir de erik çekti canım çok ama bulduğumuz sırada mevsimi değildi, zehir gibiydi.

HAMİLEYKEN FAVORİ KAHVALTINIZ NEYDİ?

Kepekli cheddar peynirli tost. Eşim sayesinde yumurtalı kahvaltılar da yaptım.

BEBEĞİNİZİN ODASINI DEKORE EDERKEN NELERİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURDUNUZ?

Cinsiyeti öğrenmediğimiz için odada birçok renk olmasını istedik. Bu kararı verirken hem doktora hem de uyku danışmanına başvurduk. Bebeğin odasında kullanılan renklerin çokluğunun bebeğin zihinsel gelişimini pozitif yönde etkilediğini, koyu renkler sayesinde de bebeğin derin uykuya geçişinin kolaylaştığını ve büyüme hormonunun daha sık ve fazla salgılandığını öğrendik.

Duvar kağıdı Shutter Stock'tan indirlerek duvar kağıdı olarak basılmış.

ANNELİĞİN SİZİ EN ÇOK HEYECANLANDIRAN YANI NEDİR?

Unu, hamuru bana ait bir varlığı tamamen kendi inisiyatifimle yetiştirecek, kalbimle besleyecek olmak.

HAMİLELİK İLE İLGİLİ ALDIĞINIZ EN İYİ TAVSİYE NEYDİ?

Aldığım en iyi tavsiye ‘bol bol gez’ idi. Sekiz aya kadar çok sık seyahat ettim, uçağa da bindim. Hamileliği anormal bir durummuş gibi yaşamadım.

BEBEK DOĞMADAN ÖNCE ‘YAPILMASI GEREKENLER’ LİSTENİZDE NELER VAR?

Bebek doğmadan odasını hazır etmek! Biz biraz son dakikaya bıraktık, hamilelik hafızası da üç saniye olunca birçok eksiği şu son günlerde (40. hafta) tamamlıyoruz diyebilirim.

BEBEK ODASINDAN...

ŞİMDİYE KADAR ‘HAMİLELİK, ANNELİK, EBEVEYNLİK’ KAVRAMLARI İLE İLGİLİ ÖĞRENDİĞİNİZ EN ÖNEMLİ ŞEY NE OLDU?

Henüz hiçbir şey bilmediğim… Dersi derste dinlemeyi planlıyorum.

KISA KISA...

Tipik kahvaltım... Peynir, domates, salatalık, zeytinden oluşan serpme kahvaltı.

Başucumda her zaman bulunanlar... Su ve dudak nemlendiricisi.

Düz ayakkabı mı topuklu mu? Kocaman çirkin spor ayakkabılar.

En son okuduğum kitap... Pembe Fili Düşünme, Zeynep Selvili Çarmıklı.

İstanbul’da en sevdiğim mekan... Must Nişantaşı.

En sevdiğim seyahat rotası... New York ve Nice.

… olmadan yaşayamam. Ailem ve hayallerim

Beni mental olarak ayakta tutan... Şu cümle: Travel far enough, you meet yourself.