GİRİŞ

E-Posta
Şifre

YENİ ÜYE

Ad
Soyad
E-Posta
Şifre
Şifre Tekrar
Ürün sepete eklendi
Aramıza Hoşgeldin!
Welcome Abroad!
Bültene başarıyla üye oldun.
Teşekkürler!
Thank you for subscribing to
our newsletter.

1500 TL ÜZERİ ÜCRETSİZ KARGO

İLK SİPARİŞTE %10 İNDİRİM İÇİN ÜYE OLUN! İNDİRİM KODU: HELLOPC10

Pospartum Depresyonu Gerçekleri

Doğumdan sonra her anne birçok duyguyu aynı anda yaşıyor. Biz bu kez değişen hayat ve kimlik kavramına adaptasyonun yol açtığı depresyondan bahsetmek istiyor, konuyla ilgili sorularımızı Prof. Dr. Arzugül Kanra’ya yöneltiyoruz.

Doğum yapan kadınların yaklaşık yüzde 70’i ‘lohusa hüznü’ denilen; duygu değişiklilerine, strese ve korkuya kapıldıkları bir dönemden geçiyorlar. Postpartum depresyonu ise lohusa hüznünde hissedilen hafif kaygılardan çok daha fazlasıdır ve doğum yapan kadınların yüzde 15’inde görülebilir. Çok konuşulmayan bu konu hakkında detaylı bilgi almak için Prof. Dr. Arzugül Kanra ile bir araya geldik ve postpartum depresyonu gerçekleri hakkında konuştuk.

POSTPARTUM DEPRESYONU TAM OLARAK NEDİR?

Doğum sonrası bir kadının psikolojik olarak en hassas olduğu dönemlerden biridir. Hormonal değişimler, hayattaki konum ve kimlik ile ilgili değişliklerin tetiklediği ama ağırlıklı olarak merkez sinir sisteminde yeni oluşan annelik kavramına uyum sağlamaya çalışan bir tür hastalık. Bu hastalık da hafif bir depresyondan ve basit bir anksiyeteden ağır psikotik süreçlere doğru devam edebilen geniş bir yelpazeye sahip.

POSTPARTUM DEPRESYONU NE ZAMAN BAŞLAR?

Doğumdan hemen sonra başladığı gibi, bazı durumlarda doğumdan bir-bir buçuk yıl sonra bile ortaya çıkabiliyor.

POSTPARTUM DEPRESYONU DAHA ÇOK KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Her doğum yapan kadında doğum sonrası hormonal adaptasyonun getirdiği problemler olabilir ama hastalık boyutuna ulaşma ihtimali yüzde 10-15 civarındadır.

NE GİBİ BELİRTİLERİ VARDIR?

Sıkıntı, isteksizlik, hayattan zevk alamama, yorgunluk, halsizlik, uykusuzluk veya aşırı uyku isteği, kendine olan güvende azalma, korkular, kaygılar dışında bedende pek çok fiziksel şikayetle kendini gösterebilir. İlerleyen ve depresyonun daha yoğun olduğu dönemde intihar riski ve yüzde 4 oranında psikoz geliştiği durumlarda, yani kişinin artık doğru muhakeme edemediği durumlarda, çocuğu kabullenememe, inkar etme ve zarar verme güdüsü bile ortaya çıkabilir. Dolayısıyla biz hekimlerin ve daha da önemlisi lohusanın etrafındaki kişilerin çok ciddiye alması gereken bir konu. Tablonun ağırlaşması ve hastalık haline gelmesi kişinin günlük hayatını bozabiliyor. Tabii her anne bebeğiyle ilk tanıştığı dönemde ‘emziremiyorum’, ‘uykusuz kalıyorum’, ‘sinirliyim’, ‘nasıl büyüyecek’, ‘eyvah, kustu ne yapacağım’ gibi kaygılara ve endişelere sahip olabilir. Bu aslında çok normaldir ve uyum sürecinin bir parçasıdır ancak bu kaygıların artık günlük hayatı etkilediği ve annenin yaşam kalitesini iyice bozduğu noktada tedavi sürecinin başlaması gerekmektedir.

POSTPARTUM DEPRESONUNUN TEDAVİSİ NASIL İLERLİYOR?

Anneler ‘Emzireceğim o yüzden ilaç kullanmamalıyım’ gibi düşüncelere sahip olabilirler ama bu biyolojik yanı çok fazla olan bir depresyon olduğu için ilaç kullanılması da gerekebiliyor. Verilecek ilaçların mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gerekiyor. Süte geçen ilaçlarımız olduğu gibi, az geçenler de bulunmakta; bunların ayarlanması ise bir profesyonel tarafından yapılmalı.

POSTPARTUM DEPRESYONU TEDAVİ SONRASI TAMAMEN GEÇİYOR MU?

Tamamen iyileşen bir hastalık ancak nadir de olsa bazen tekrarı görülen depresyonların arasında yer almaktadır. Bazen manik depresif olarak adlandırılan bipolar bozukluğun da başlangıç işaretini verebilir. Bu hastalıkların tamamı tedavi edilebilir. Tedavi görmemek ise alınamayacak kadar büyük bir risktir.

POSTPARTUM DEPRESYONU YAŞADIĞINI DÜŞÜNEN BİR KADININ ÇEVRESİNDEKİ KİŞİLER NELER YAPABİLİR? NASIL YARDIMCI OLABİLİRLER?

Annenin etrafındaki herkese çok büyük iş düşüyor. Annenin huzurunu, sıcaklığını, sevecenliğini desteklemek gerekiyor. Çevresindekilerin anneyi eleştirmemeleri, her kafadan bir ses çıktığı bu dönemde fikir verirken dikkatli yaklaşmaları gerekiyor. Ayrıca eşlerin destekleyici olmaları ve varlıklarını ortaya koymaları çok önemlidir.

YENİDOĞAN SÜRECİNDE ANNELERE ÖNERİLERİNİZ NELER?

Sütü az anneler var ve bu nedenle ciddi bir vicdan azabı çekiyorlar. Halbuki önemli olan bebekle barışık bir ilişki devam ettirebilmek. O sütü vermediğinde sanki çocuğun bütün hayatı kötü gidecekmiş gibi veya eksik bir şey yaptığında çocuğun kaderiyle oynuyormuş gibi kitap kitap nasıl bir yol izleyeceğiyle ilgili doğrular arayan anneler var… Oysa her çocuk farklıdır ve hepsi için ayrı bir kitap gerek! Önemli olan bu zor sürecin geçici olduğunu, kendine güvenin tecrübeyle artacağını ve bebekle arasındaki barışıklığın, huzurun bozulmaması gerektiğini bilmek. Ben, tüm annelerin bu süreci keyifle devam ettirmelerini diliyorum.

Üye ol, ilk alışverişte %10 indirim fırsatı kazan!

Tüm sitede geçerli ilk alışverişinizde kullanabileceğiniz %10 indirim kodu için üye olun!