Güneş Mutlu Mavituncalılar, bir kadını, onun dünyasını, gardırobunu, yaşadığı yeri hayal eden; ona uygun doku ve motiflerle yola çıkarak hayranlık uyandıran ancak hiçbir zaman sıkıcılığa düşmeyen Mehry Mu çantalarını yaratan kişi. Tabii tasarımları dışında hayran olduğumuz bir diğer konu da günden güne katlanarak büyüyen ve dünyaya açılan bu markanın sorumluluğunu iki çocuk sahibi bir anne olarak üstlenmesi. Fakat kendisi, ilk çocuğu Emir’de edindiği tecrübelerle dengeleri oturtmuş, ikinci çocuğu Fey ile birlikte kendi annelik tarzını bulmuş ve böylece belirli bir rahatlık seviyesine ulaşmış biri. Bunun ipuçlarını da Güneş’in -tıpkı adının simgelediği tüm pozitif hislerin toplamı gibi- daimi neşeli mizacından, Fey’in oyuncaklarıyla dolu salona adım attığınızda ya da dört kişilik bir aile olarak sık sık tatil programları yapmalarından alıyorsunuz. Anneliğe daha geniş bir perspektiften bakmak ve belirli rutinlerin içinde esnek hareket edebilmek ile ilgili düşünsel; sofistike estetik anlayışından da görsel açıdan ilham alacağınız Güneş, Emir ve Fey’in hikayesini büyük bir zevkle sizinle buluşturuyoruz.

EVİNİZİN HİKAYESİNİ ÖĞRENEBİLİR MİYİZ?

Evimize beş yıl önce taşındık. İlk önce arkadaşım Rezzan Benardete ile birlikte dekore ettik. Daha karanlık, mürdümler, hakiler, kiremitler ağırlıklı bir dekorasyondu. O zamanlar Rezzan da ben de koyu renk duvarları seviyorduk. Fey’in doğumuna bir ay kala hayatımda ilk kez beyaz duvarlı bir evde oturmak istedim. Bu sefer de arkadaşım Tayfun Mumcu ile birlikte Rezzan’ın yaptıklarını da dahil ederek daha aydınlık bir ev kurguladık. Tarzını anlatmak çok zor, ama sanırım ‘manrepeller’ olmadan eklektik diyebilirim. Eklektik alanları sevsem de bohemlikten ziyade sadelik ve sofistike bir görünüş arıyorum genelde.

EVİNİZDE HAKİM OLAN BU ESTETİK ANLAYIŞI ÇOCUKLU HAYATA GEÇTİĞİNİZDE DEĞİŞİME UĞRADI MI?

Birkaç yere çocuk için önlemler almak dışında hiçbir değişime uğramadı; bilakis salonumuz Fey’in oyuncakları ile doldu.

AİLECE EVDE EN ÇOK ZAMAN GEÇİRİLEN ALAN HANGİSİ? EVDE SİZİN FAVORİ KÖŞENİZ HANGİSİ?

Evi Tayfun Mumcu ile yenilerken oğlum Emir ve eşim Kerem’in ‘man cave’ ismini koydukları bir küçük televizyon izleme bölümü oluşmuştu. Tabii burası bir gün bile erkeklere ait kalmadı, hepimiz oradayız.

ÇOCUKLARINIZIN İSMİNİN BİR HİKAYESİ VAR MI?

Eşimle Dubai’de tanıştık; oğlumuz Emir’in ismi oradan geliyor. Fey’in ismini bulmak ise o kadar kolay olmadı. Eşim, benim de ismime bir gönderme içerdiğinden Hintli Güneş Tanrısı ‘Surya’ ismini vermek istiyordu. Ama bu isim bir türlü içime sinmiyordu. Bu arada ben hamileyken Fatoş Yalın’ın Fey mağazası bana o meşhur 50’ler eteklerinin hamile versiyonlarını yaptırmıştı. ‘İsmi Surya olsun’ baskısı ile panik içinde isim bulmaya çalışırken bir gün eteklerden aklıma ‘Fey’ olması geldi. Fatoş Yalın hayatımda tanıdığım en şık ve kibar insanlardan; yarattığı Fey dünyasına da bayılıyorum. Bir de bir Fey daha biliyordum... Hayran olduğum Faye Dunaway’i de düşününce çok içime sindi. En önemlisi de anlamı çok güzeldi; Fairy’den geliyor. Bütün bu donelerle Kerem’e sordum. O da bayıldı; Fey ve ismi böylelikle kavuştu.

İKİNCİ ÇOCUĞUNUZUN DOĞUMUNDA VE SONRASINDA ÖNCEKİ TECRÜBELERİNİZ HAYATINIZI HANGİ AÇILARDAN KOLAYLAŞTIRDI?

İlk çocuğum altı yaşına geldiğinde şunu anlamıştım: İyi mi uyudu? Geçici. Bütün gece ayakta mıydım? Geçici. Her şey planlandığım gibi gitmediğinde olanlara üzülmemeyi kendime öğrettim, toleransım arttı. Bir de bence annelikteki en büyük tehlike olan suçluluk duygum azaldı. Tamamen geçmese de azalması daha rahat bir anne olmama etki etti. Fey'de gerçekten de çok daha rahattım; bazı dengeler oturmuştu çünkü. Fey'in de karakteri biraz daha rahat sanırım ya da bu biraz yumurta-tavuk meselesi herhalde; ben de tam bilemiyorum ne neyi besliyor. Ebeveyn olarak verdiklerimiz çerçevesinde mi çocuk şekilleniyor yoksa çocuğun doğasına göre ebeveyn mi bilinçaltında şekilleniyor, anlamak çok zor.

HAMİLELİKTE VE ANNELİKTE REFERANS ALDIĞINIZ KAYNAKLAR HANGİLERİ OLDU?

Emir’e hamileyken piyasadaki tün kitapları okudum, o zamanlar verilen tüm kurslara gittim. Fey’de hiçbir şey okumadım çünkü kendi annelik tarzımı bulmuştum. O da iç sesimi dinlemekti!

ANNELİKLE İLGİLİ BİLMEDİĞİNİZ VE SONRADAN FARK ETTİĞİNİZ HANGİ ŞEY SİZİ ÇOK ŞAŞIRTTI?

Anneliğin kontrol delisi insanların başına gelebilecek en zorlu sınav olduğu! Ben bu sınavı halen vermeye çalışıyorum!

ANNELİĞE SPESİFİK BİR YAKLAŞIMINIZ VAR MI? PSİKOLOJİ EĞİTİMİ ALMANIZIN SİZCE ÇOCUKLARINIZI YETİŞTİRME TARZINIZA HANGİ YÖNLERDEN ETKİLERİ OLDU?

Bir kere şunu gördüm ki kendinize sunulan güzellikleri fazlasıyla veriyorsunuz çocuklarınıza. Bizim ailede sevgi çok rahat, bol, net gösterilir; çocuğa adeta aşkla yaklaşılır. Ben de öyle yapıyorum çünkü içimden öyle geliyor. Bugünlerde ‘beni ödülle cezalandırma’ gibi yaklaşımlar var. İlgiyle ve takdirle takip ediyorum. Mutlaka bir şeyler almışımdır da... Ama ben içimden geldiği gibi alkışlıyorum, övüyorum çocuklarımı. İkinci çocuğuma hamileyken Fransız Çocukları Yemek Atmaz’ı okudum. Bu arada oldukça Batılı bir eğitim aldım ve yurt dışında yaşadım ama anaç, Akdenizli tarafım ağır bastı. Oradaki tavsiyelere uyacak bir altyapım ya da arzum olmadığını gördüm. Kısacası uyku saatleri, beslenme, görgü kuralları gibi ana prensiplerim dışında oldukça sevgi dolu olmaya dayalı ve rahat bir annelik tarzım var diyebilirim.

Ben rutinlerin olmasını seviyorum. Rutinin çocuklar için de kendini güvende hissetmeleri açısından sağlıklı olduğunu biliyoruz. Bu ana çerçevenin içinde serbestler. ‘Şu saatte kitap okuyacağız sonra yatacağız’ gibi çok sert bir bakış açım yok. Emir'in rutini son zamanlarda oldukça komplike bir hal aldı. Beş-altı yaşına kadar yemek, banyo, uyku gibi rutinler çok daha netti; yapıştırma vermek gibi ufak ödüllerle de bunu eğlenceli hale getiriyorduk. Şimdi artık bunlar çok geride kaldı. Kendi sınırları içerisinde çok daha özgür takılıyor. Tabii Fey hala biraz daha kontrol altında olmaya ihtiyaç duyan bir dönemde. Ama sonuçta iki çocuğumda da ebeveynlik felsefem yetiştirme konusuna geniş çerçevede bakmaya çalışmak. Belli bir ebeveynlik stiline bağlı kalmıyorum. Bunun yanında mesela ağlatma hiç benlik değil; o nedenle uyku konusunda ağlamayacakları yöntemler denemeyi tercih ediyorum.

TEK ÇOCUKTAN İKİYE GEÇMENİN EN ZOR YANI NEYDİ?

Kendime ait olan zamanın artık sıfıra yaklaşmış olması!

Bunun dışında Fey'de kafa olarak çok daha rahattım Emir'e göre. Her şeyden önce bir gün düzeninin bozulmasının dünyanın sonu olmadığını öğrenmiştim.

PEKİ İKİ ÇOCUKLU OLMANIN EN GÜZEL TARAFI?

Onların kendi arasında büyüyen kardeşlik sevgisine tanıklık etmek en güzel yanı.

Duvardaki iki galaksi resmi Güneş’in yakın arkadaşı Lian Beraha’nin kızı Sahara tarafından yapılmış.

ÇOCUKLARINIZLA AYRI AYRI ZAMAN GEÇİRMEYE ÖZEN GÖSTERİYOR MUSUNUZ? BU BAĞLAMDA ANNELERE VEREBİLECEĞİNİZ TAVSİYELER VAR MI?

Emir genelde okulda olduğu için ona özel programlar planlamazsam günlük karambol içinde geçirdiğimiz zamanın kalitesi etkilenebiliyor. Fey’le günler bir şekilde eğlenerek geçiyor. Markete bile götürsem ona aktivite oluyor. Ben tam bir kızım; hatta makyaj yapmaya bayılan, bebek oynamayı seven sıkıcı bir kızım. O yüzden Fey'le bol bol evcilik oynuyoruz, takılarıma bakıyoruz. Aldığım süsleri keyifle inceliyor, ben de ona böyle şeyleri göstermeye bayılıyorum! Oğluma ise hem benim hem onun hoşuna gidecek ortak aktivite bulmak zor. Kendisi balık tutmayı ya da futbol oynamayı çok seviyor. Elimden geldiğince ayak uydurmaya çalışıyorum ama sinema, baş başa yemek, sohbet, daha gerçekçi oluyor. Bir de geceleri uyumadan önceki sohbet zamanı çok kıymetli. O anlarda konuşulanlar günün başka hiçbir saatinde o keyifle ve açıklıkla konuşulmuyor.

Emir'in kütüphanesinden detaylar...

ANNELİKTEN SONRA KENDİNİZDE NE GİBİ DEĞİŞİMLER GÖZLEMLEDİNİZ? ÇOCUK SAHİBİ OLMAK HAYATINIZDA NELERİ DEĞİŞTİRDİ?

Malum bizim toplumumuzda bencil olmak, ‘ben’ demek ayıptır. Ben anne olup da kaybettiğim ‘ben’i özlemeye başladığımda, çocuksuzken keşke daha çok kendimi düşünseymişim diye pişman oldum. Şimdi sağlıklı şekilde kendime de zaman ayırıp nasıl ‘iyi ve suçluluk duygusu’ taşımayan anne olurum konusu üzerinde çalışıyorum. Yani çocuklarımı büyütürken ben de onlarla büyüyorum.

ANNELİĞİN SİZİ EN ÇOK HEYECANLANDIRAN YANI?

Her an aşık halde dolaşmak. Bence sevmek, bir insanın başına gelebilecek en güzel şey. Sonsuz yaşam ve gençlik iksiri bence sevilmek kadar sevebilmekte.

Güneş'in kendi çocukluğundan kalma oyuncak bebek arabası, şu sıralar Fey'in favorisi...

ANNE OLMADAN ÖNCE VE SONRASINDA ÇALIŞMAYA ARA VERDİNİZ Mİ?

Ben hiç parlak bir öğrenci olmadım. Ancak en küçüklüğümden beri hep hayallerim, projelerim vardı. Okulu bitirdiğimden beri hiç çalışmadığım olmadı. O nedenle hiç ara vermek istemiyorum. Ama şu da var: kendi işimi yapabilecek, bu hayalin peşinden koşabilecek kadar şanslıydım. Fey’in doğumuna kadar işimi saatlerime ve programıma göre yönetebiliyordum. Ancak işim son iki senede katlanarak büyüdü. Artık çok daha yoğunum ve her şirket gibi işimin mesaime ihtiyacı var. Küçük ama atom karınca ekibimle iş bölümü yaptık. Böylelikle iyi planlama ile bir şekilde çocuklara da işe de yetişiyorum. Yorulmuyorum, ama arada çıldıracak gibi olmuyorum desem yalan olur!

Fey'in odasından detaylar...

TEKNOLOJİ, FÜTÜRİZM, SOKAK MODASI-YÜKSEK MODA KARIŞIMI... GÜNÜMÜZ MODASINA GENEL BİR PERSPEKTİFTEN BAKTIĞINIZDA MEHRY MU NASIL BİR ALANI DOLDURUYOR VE BİZ KADINLARA HANGİ KONUDA SESLENİYOR?

Bir kere Mehry Mu kendini çok ciddiye alan bir marka değil; günün sonunda dünyayı kurtarmıyoruz. Bu rahat tutumun bir şekilde dalgalar halinde Mehry Mu severler ya da seveceklere ulaştığını düşünüyorum. Snob bir marka asla değiliz ama standartlarımız çok yüksek. Belli estetik kaygılarımız, bir DNA’mız var. ‘Herkese uyalım ya da herkes bizi beğensin’ kaygı taşımıyoruz. Güncel trendlere bize uyuyorlarsa göz kırpıyoruz, ama genelde özgün ve öncü olmaya gayret ediyoruz. Orijinallik aksesuarda bana göre tehlikeli sulardır. Kullanışlılıktan ödün vermeden, sıkıcılığa düşmeden öncü olmaya çalışıyoruz ve kalitemize göre fiyatları oldukça makul tutuyoruz.

KİŞİSEL STİLİNİZİ NASIL TANIMLARSINIZ?

Elbise çok seviyorum. Sanıyorum içindeki rahat hareket kabiliyeti de sevmemdeki önemli faktörlerden. Kişisel stilim pratik, feminen, sade ve sofistike diyebilirim.

ÇOCUKLARINIZIN ODASINI DEKORE EDERKEN NELERİ DİKKATE ALDINIZ? ODALARINDA EN SEVDİĞİNİZ EŞYALAR HANGİLERİ?

Fey doğunda Emir’in odası onun oldu. Emir’in eşyalarını çocuk odası dekoratörü Tracey Akarlılar ile birlikte tasarlamıştık. Çok kolay oldu odasını hazırlamak. Emir’i büyüttüğüm eşyalarla Fey’i büyütmenin zevki bambaşkaydı. Emir’in yeni odasını ise çok keyif alarak hazırladım. Abi olmaya hazırlanan oğluma tam bir ‘abi odası’ vermek istiyordum.

Fey’in odasında Prag seyahatimizden getirdiğimiz ayna, flamingo ve Pierre Fery'in toile de jour desenleri en sevdiklerim... Emir’in odasında en sevdiğim objeler ise oyuncak dinozorları beyaza boyatarak yaptırdığım dolap kulpları oldu.

ÇOCUKLARINIZIN EŞYALARININ EVE YAYILMASI HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

Kesinlikle her yere yayılabilirler! Eve girince onların dünyasını görmekten daha güzel bir his olamaz.

KENDİ ÇOCUKLUĞUNUZDA KULLANDIĞINIZ VE ÇOCUĞUNUZA GEÇEN HERHANGİ BİR EŞYA VAR MI?

Yedi yaşımda bana hediye edilen sepet örgü oyuncak bebek pusetim ve oyuncak bebeğim Etienne ile şimdi Fey oynuyor.

ÇOCUKLARLA DIŞARI ÇIKTIĞINIZDA HANGİ ÇANTANIZA BAŞVURUYORSUNUZ? BU ÇANTANIN İÇİNDE MUTLAKA NELER YER ALIYOR?

Emir’in artık bir şeye ihtiyacı kalmadı ama Fey için yaptırdığım ponponlu mini Emir backpack’i kullanıyorum. Elbette pembe ve üzerinde Fey yazıyor! Çantanın içinde yine Fey’e özel yaptırdığım pochette çantaların içinde bezleri ve diğer eşyaları duruyor.

Emir'in odasından detaylar...

MEHRY MU’NUN İLERLEYEN DÖNEMLERİNDE ÇOCUKLAR İÇİN DE BİR KOLEKSİYON KARŞIMIZA ÇIKACAK MI?

Hiçbir zaman bir diaper bag yapmayacağım çünkü Mehry Mu çantalar her işe yetebilir ama minik bir anne kız serisi hazırlamak çok istiyorum...

ÇOCUKLARINIZIN BAKIMI İÇİN HANGİ ÜRÜNLERİ TERCİH EDİYORSUNUZ?

Emir’i büyütürken yurt dışından sürekli malzeme taşırdım. Siteleri tarar, listeler yapar, onların alımını organize ederdim. Bunları taşımak ve kısacık seyahatlerin içinde bir kalem olarak tutmanın bana mutluluk katmaktan ziyade çok yorduğunu ve gereksiz olduğunu fark ettim. Ve burada rahatlıkla bulunan Mustela’yı kullanmaya başladım. Mis gibi kokuyor ve çok memnunum.

TİPİK BİR PAZAR GÜNÜNÜZÜ ANLATIR MISINIZ?

Tembellik, tembellik, tembellik! Ve tabii güzel yemek. Nadiren önceden programlıyoruz; genellikle ailece canımız ne isterse onu yapmaktan yanayız.

ÇOCUKLARINIZLA BİRLİKTE YAPMAKTAN EN ÇOK HOŞLANDIĞINIZ AKTİVİTELER HANGİLERİ?

Biz çocuklarımızla çok sık seyahat ediyoruz ve bu sanırım en sevdiğimiz aktivite.

Diğer konularda çok rahat bir anne hiç değildim ama nedense çocukları alıp bir yere gitme konusunda hep çok rahat oldum. Eşim de ben de çok yoğun çalışıyoruz. Dolayısıyla seyahat bizim için ailemizin tam anlamıyla bir araya gelebildiği ve bağlandığı müthiş bir fırsat. O yüzden ailece seyahat etmeye çok önem veriyoruz. Hem rutin rotalarımız hem yeni yeni keşfettiğimiz yerler vardır. Fey de iki aylık olduğundan beri bizimle her yere geliyor; hatta şu yaşına kadar dört kez uzun uçak yolculuğu yaptı. Jetlag'den de çok etkilenmiyorlar; etkilenseler bile mahvolmuyoruz, bir şekilde idare ediyoruz. Onun dışında birkaç restoran ritüelimiz var. Kış aylarında Avm’ler kaçınılmaz bir gerçek ve evet biraz sıradan ama çocukların hoşuna gidiyor. Onun dışında sık sık doğaya çıkıyoruz. Çok kalabalık değilse Polenezköy’deki Petting Zoo çok eğlenceli oluyor. Bir de oğlumu mutlaka yeni açılan sergilere ve gösterime giren filmlere götürüyorum.

EVLİLİK VE EBEVEYNLİK ARASINDA DENGE KURMAK ADINA NELER YAPIYORSUNUZ?

Ebeveynlik ve benim zannettiğim anlamdaki evliliğin birbirleriyle asla uyumu olmayan iki kurum olduğunu anne olduktan sonra anladım. Evliliğin, çocukların hiç büyümeyecek kardeşi olduğunu da. Dolayısıyla evet, evliliği de beslemek ve büyütmek gerekiyor. Biz şu anda Fey hala küçük olduğu için dört kişilik bir aile olmayı öğreniyoruz, o dengeleri kuruyoruz. O nedenle programlarımızı genelde dört kişilik yapıyoruz. Eşimle de çok nadir de olsa hafta sonları seyahat etmeye çalışıyoruz ama uzun zamandır fırsat bulamadık. Birbirimizi en çok yürüyüş yaparken ya da arada sırada çıktığımız akşam yemeklerinde buluyoruz.

KIZ KIZA ÇIKTIĞINIZDA FAVORİ MEKANLARINIZ?

Amanda Bravo, Lucca ve Mangerie’de öğlen yemekleri.

Emir'in masası...

ANNELİK KAVRAMI SİZE NE ÖĞRETTİ?

Hayatın bir mucize ve hediye olduğunu.

SİZ KENDİ ÇOCUKLARINIZA EN ÇOK NEYİ ÖĞRETMEK İSTERSİNİZ?

Bu soruyu kendime hep soruyorum ve cevabi hala bulamadığım için panik yaşıyorum. Sanıyorum esnek düşünebilen, adaptasyon kabiliyeti yüksek insanlar olmalarını isterim. Sevgi, saygı dolu insanlar olmak, değer yargıları da zaten cepte olmalı diye düşünüyorum.

KISA KISA...

Tipik kahvaltım... Bir gün Bi Nevi Deli glütensiz ekmek, kaju krem peynir, avokado. Diğer gün kendi hazırladığım acai bowl.a

Başucumda her zaman bulunanlar... Karman çorman haldeki aksesuarlarım, vitaminlerim, kitaplarım, el kremlerim, duvarımda benim için anlamlı notlar, çizimler, resimler.

Düz ayakkabı mı topuklu mu? Giymek için düz; almak için topuklu!

En son okuduğum kitap... Mehry Mu’nun en heyecan duyduğum son projesi için Füreya’yı yeniden okudum.

İstanbul’da en sevdiğim mekan... Eski İstanbul.

En sevdiğim seyahat rotası... Londra.

... olmadan yaşayamam. Bu soruya cevap verip en zayıf noktamı göstermeye korkarım sanırım.

En çok ziyaret ettiğim internet siteleri... Goop, Manrepeller, Huffington Post, Vanity Fair.

Beni mental olarak ayakta tutan... Kendi iç sesim, hayallerim.