Anne babalar bazen bir dizide, bazen ise bir film sahnesinde ebeveynliğe bambaşka bir şey keşfedebiliyor, bu keşifler yeni yeni farkındalıkları beraberinde getiriyor. Biz de Petitmag olarak bu keşiflere destek olmak için ebeveynlik temalı filmleri bir araya getirdik. Listedeki bazı filmler ilham verici ebeveyn hikayeleri anlatırken bazıları anne baba ilişkisinin çocukların gelişimine nasıl yansıdığını gösteriyor. İşte, ebeveynliğe dair farklı bakış açıları sunan 20 harika film…

Kramer vs Kramer - Kramer Kramer’e Karşı, 1979

Ayrılığın ve boşanmanın hem ebeveynler hem de çocuklar üzerindeki etkisini gösteren bol ödüllü bir başyapıt; Kramer vs Kramer. İşkolik baba Ted, 6 yaşındaki oğlu Billy’ye neredeyse hiç zaman ayırmaz. Bir gün karısı Joanna, onları başbaşa bırakarak evi terk eder. Baba ve oğul arasında zorlu bir dönemin ardından bağ kurulur, bu sefer Joanne dönerek oğlunun velayetini almak ister. Böylece bir ebeveynlik mücadelesi başlar. Dustin Hoffman ve Meryl Streep’in başrollerde devleştiği filmi her ebeveyn izlemeli.

Mary Poppins - Gökten İnen Melek, 1964

Mary Poppins, fantastik güçleri olan bir dadı. Fantastik bir karakter olan Miss Poppins, şemsiyesiyle uçuyor, penguenlerle dans ediyor. Bir anne olmasa da ebeveynlere öğretebileceği çok şey var. Görevleri oyuna dönüştüren, çocuklara başkalarıyla iletişim kurmanın yollarını öğreten Poppins, anne babaları tarafından ihmal edilen iki çocuğa bakarken adeta ebeveynlik dersi veriyor.

Raising Arizona - Arizona Junior, 1987

Eski suçlu H.I. ve eski polis Ed, alıp olur evlenir. Kendi çocukları olmayacağını öğrenen çift, yeni beşiz sahibi olan zengin mobilya tüccarı Nathan Arizona ve eşinin tek bebeğini çalar ve kayıplara karışır. Nathan Arizona, bebeğini sağlıklı getirene büyük bir ödül vereceğini ilan edince işler daha da karışır. Nicholas Cage ve Holly Hunter’ın başrolleri paylaştığı Coen kardeşler imzalı film, komedi ve polisiyeyi birleştiriyor.

Parenthood - Çılgın Aile, 1989

“Ebeveynlik: Sizin de başınıza gelebilir.” Parenthood, hem adından hem de sloganından anlaşılacağı üzere ebeveynliğe odaklanmış bir film. Buckman ailesinin tuhaf akrabalarla, iş hayatının stresiyle ve çocuk yetiştirme macerasıyla şekillenen hayatı, izlemeye değer. Filmde dört yetişkin kardeş; üç çocuklu Gil , ergenlik sancılarıyla yüzleşen bekar anne Helen , aşırı hırslı eşiyle başa çıkmaya çalışan Susan ve başını sürekli belaya sokmayı başaran evin küçüğü Larry ebeveynliğin zorluklarıyla karşılaştıkça kendilerinin de hala büyümeye ihtiyaç duyduklarını fark ediyor. Bolca argo içeren film, drama ve komediyi birleştiren oldukça gerçekçi senaryosuyla ve Steve Martin’in oyunculuğuyla izlemeye değer.

Lorenzo’s Oil - Lorenzo’nun Yağı, 1992

Lorenzo Odone, ALD isimli tedavisi olmayan çok nadir bir hastalığa yakalanır. Annesi Michaela ve babası Augusto, çocuklarını yaşatma konusunda kararlıdır. Augusto, hiçbir tıp eğitimi olmamasına rağmen hastalıkla ilgili araştırma yapmaya başlar ve tedavi geliştirmek için çalışır. Anne babaların çocukları için yapabileceklerinin sınırsız olduğunu gösteren, klasik bir film.

Mrs. Doubtfire - Müthiş Baba Müthiş Dadı, 1993

Aktör baba Daniel, zorlu bir davanın ardından üç çocuğunun velayetini kaybeder ve onları yalnızca haftada bir görmeye başlar. Onlarla daha çok zaman geçirebilmenin yollarını arayan baba, eski eşi Miranda’nın bir yardımcı aradığını duyar ve kadın rolüne bürünerek iş görüşmesine katılır. Mrs. Doubtfire ismiyle çocuklarının dadısı olan Daniel, çocuklarına her zamankinden daha yakın olma fırsatı bulur. Böylece bir ebeveyn olmanın gerçek zorluklarıyla yüzleşir. Robin Williams’ın İngiliz dadı Mrs. Doubtfire rolüyle adeta döktürdüğü film, bol bol kahkaha garantili.

La vita è bella - Hayat Güzeldir, 1997

Roberto Beningi’nin yönettiği ve başrolde oynadığı Hayat Güzeldir, vizyona girdiği dönemde gündeme damgasını vuran bir film. Yahudi kütüphaneci Guido, karısı ve oğlu, İkinci Dünya Savaşı sırasında toplama kampına götürülür. Guido, oğlunu bir oyunun içinde olduklarına inandırarak onun mutluluğu için canla başla uğraşır. La vita è bella’yı daha önce izlediyseniz bile tekrar izleyerek umut depolayabilirsiniz.

Stepmom - Omuz Omuza, 1998

Stepmom, boşanma ve ölüm temalarının iç içe geçtiği bir film. Jackie ve Luke, uzun süren bir evliliğin ardından boşanır. Luke, genç sevgilisi Isabel ile hayatına devam ederken Jackie, kanserin son evresinde olduğunu öğrenir. Jackie’nin çocuklarının üvey annesi olacak Isabel’le aralarında rekabetle başlayan ilişki zamanla farklı bir yöne evrilir. Başrolleri Susan Sarandon ve Julia Roberts’ın paylaştığı film, aile bağlarına dair sıra dışı bir hikaye anlatıyor.

Finding Nemo - Kayıp Balık Nemo, 2003

Bir barakuda saldırısı sonucu palyaço balığı Marlin’in ailesinden geriye sadece oğlu Nemo kalır. Bu yüzden Marlin, aşırı korumacı bir babadır. Bir gün Nemo okula giderken ortadan kaybolur ve Marlin, onu bulabilmek için büyük bir maceraya atılır. Marlin’in korumacı tavrının altında yatan nedenleri anlamak mümkün olsa da helikopter ebeveynliğin nasıl bir şeye benzediğini ve aslında çocukları tehlikelerden koruma konusunda pek de işe yaramadığını Finding Nemo’da görmek mümkün.

The Squid and The Whale - Mürekkep Balığı ve Balina, 2005

Başarılı bir akademisyen ve yazar olan Bernard'ın hayatı, karısı Joan'ın yazarlık yeteneğini keşfetmesi ile tamamen değişir. Bernard’ın kıskançlık krizleri nedeniyle çift, boşanma kararı alır. Bu karar, tüm aileyi bir kırılma noktasına getirirken yaşananlardan en çok etkilenenler ise çiftin çocukları Frank ve Walt olur. Yönetmen Noam Baumbach’ın hayatından otobiyografik öğeler de sunan film, diyaloglarıyla ve oyuncuların performansıyla dikkat çekiyor.

Little Miss Sunshine - Küçük Gün Işığım, 2006

Hoover ailesi, küçük kızları Olive’i bölgesel bir güzellik yarışmasına sokmak için bir minibüsle ülkeyi baştan sonra kat edecekleri bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuğa babası Richard, annesi Sheryl ve ergen abisi Dwayne’in yanı sıra uyuşturucu bağımlısı büyükbabası ve depresif amcası Frank de katılır. Yolda karşılarına çıkan tüm zorluklara rağmen, tüm aile Olive’i yarışmaya yetiştirmek için seferber olur. Kendi içinde sayısız sorunu olsa da bir ailenin önemli anlarda bir araya gelebileceğinin tuhaf, komik ve sıcak hikayesi…

The Pursuit of Happiness - Umudunu Kaybetme, 2006

Chris Gardner, iş konusunda bir türlü başarılı olamayınca karısı tarafından terk edilir. Oğluyla yaşam mücadelesinde tek başına kalan Chris, maddi açıdan oldukça büyük zorluklar yaşar. Sayılarla arası iyi olan Chris, bir gün Dean Witter isimli bir borsacıyla tanışır ve ilerleyen yaşına rağmen onun yanında staj yapmaya başlar. Tüm zorluklara rağmen babalık görevini yerine getirmek için çabalayan Chris’in hikayesi, izleyicilere umut ışığı oluyor. 1981’de San Francisco’da yaşanan gerçek bir olaydan ilham alan filmde baba-oğul rollerini Will Smith ve oğlu Jaden Smith üstleniyor.

Dan in Real Life - Şamar Oğlanı, 2007

Steve Carell mizahını seviyorsanız bu filmi de izlenecekler listenize ekleyebilirsiniz. Gazetedeki köşesinde okurlara gerçek hayata dair sorunlarla ilgili tavsiyeler veren yazar Dan, kendisini üç kızını büyütmeye adamış bekar bir babadır. Ebeveynleri ve kardeşleriyle karmaşık ilişkiler içinde olan Dan, yıllar sonra aşkı bulduğunu düşünür. Ancak aşık olduğu kadının erkek kardeşinin sevgilisi olduğunu öğrenir. Esasında bir romantik komedi olan filmde ebeveynliğe dair pek çok anekdot yer alıyor. Filmin değerli mesajlarından biri de şu: ebeveyn evin dışında mutluysa ancak o zaman gerçekten mutlu bir ebeveyn olabilir.

The Blind Side - Kör Nokta, 2009

Amerikan futbolu oyuncusu Michael Oher’in gerçek hayatından ilham alan film, sıkı çalışmanın ve ailenin önemine odaklanıyor. Babasını hiç tanımayan, annesi ise uyuşturucu bağımlısı olan Michael, 13 kardeşiyle son derece yoksul bir hayat sürerken varlıklı Tuohy ailesi tarafından evlatlık alınır. Leigh Ann Tuhory, tüm enerjisini Michael’ın hayatını yoluna koymaya adar. Futbol yeteneği fark edilen Michael’ın hayatı tamamen değişir. Anne babaların çocuklara destek olmasının önemine dair bir film arıyorsanız o film kesinlikle The Blind Side olmalı. Filmdeki performansı ile En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını kazanan ve kendisinin de evlat edindiği iki çocuğu olan Sandra Bullock’un ödülünü “nereden geldiklerini önemsemeden bebeklerine ve çocuklarına bakan annelere” adadığını da not düşelim.

I Am Sam - Benim Adım Sam, 2011

Mental açıdan yaşıtlarından geri olan Sam (Sean Penn), hayatını Starbucks’ta masa temizleyerek kazanan ve kızı Lucy’yi (Dakota Fanning) tek başına büyüten bir babadır. Lucy 7 yaşına geldiğinde Sam’in zeka yaşına ulaştığı için Aile Koruma Servisi onu Sam’den almaya karar verir. Böylece Sam’in hukuki mücadelesi başlar. Ona bu mücadelede destek olan avukat Rita Harrison (Michelle Pfeiffer), Sam’in ebeveynliğinden çok şey öğrenir.

The Kids Are All Right - İki Kadın Bir Erkek, 2010

Lezbiyen çift Jules (Julianne Moore) ve Nic (Annette Bening), yapay döllenme yoluyla iki çocuk sahibi olur. Çocukları Joni (Mia Wasikowska) ve Laser’in (Josh Hutcherson) büyüdüklerinde biyolojik babalarıyla tanışmaya karar vermesiyle birlikte tabloya özgür ruhlu Paul (Mark Ruffalo) dahil olur. Bu da aile içinde büyük bir kırılmayı beraberinde getirir. Film, aile kurumuna dair farklı bir bakış açısı sunuyor.

The Tree of Life - Hayat Ağacı, 2011

Terrence Malick imzalı The Tree of Life, sinematografi açıdan oldukça farklı bir yapım. 1950’li yıllarda Teksas’ta geçen film, üç çocuklu O’Brien ailesini merkeze alıyor. Ailenin babası Mr. O’Brien (Brad Pitt) ailesini geçindirmeye çalışırken çok zorlanır ve tüm öfkesini karısından (Jessica Chastain) ve çocuklarından çıkarır. Yıllar sonra ailenin en büyük oğlu Jack (Sean Penn) yetişkinlere özgü varoluşsal krizler yaşarken babasıyla olan çalkantılı ilişkisini sıklıkla hatırlar.

Boyhood - Çocukluk, 2014

Boyhood’un en ilginç yanı, çekimlerinin tam 12 sene sürmesi. Yönetmen Richard Linklater, filmi hayata geçirirken her sene oyuncularla buluştu. Mason isimli bir çocuğun 5 yaşından 18 yaşına kadar geçen süre içerisinde boşanmış anne ve babasıyla olan ilişkilerini konu alan film, bir çocuğun gelişimine tanıklık yapması açısından ilgi çekici bir kurguya sahip.

Capharnaüm - Kefernahum, 2018

Nadine Labaki’nin yönettiği bol ödüllü film, resmi doğum belgesi dahi olmayan 12 yaşındaki Lübnanlı Zain’in yoksulluk ve şiddetin hüküm sürdüğü bir ortamda zorluklarla dolu yaşamını anlatıyor. Şiddet suçundan hapse giren Zain, anne babasına onu ihmal ettikleri ve ona böyle bir hayat yaşattıkları için dava açarak hakkını mahkemede arar.

Marriage Story - Evlilik Hikayesi, 2019

Nicole (Scarlett Johansson) ve Charlie (Adam Driver), 10 yıl süren evliliklerini sonlandırma kararı alır. Çift, boşanma sürecini mümkün olduğunca az travma ve çatışma ile atlatmaya kararlıdır. Ancak Nicole başka bir şehirde iş teklifi alınca 8 yaşındaki oğulları Henry’nin velayeti nedeniyle işler karışır. Boşanma sürecinin hem kadın ve erkek hem de çocuklar yönünden farklı yönlerine ışık tutan filmde diyaloglar ve oyunculuklar bir hayli etkileyici.