GİRİŞ

E-Posta
Şifre

YENİ ÜYE

Ad
Soyad
E-Posta
Şifre
Şifre Tekrar
Ürün sepete eklendi
Aramıza Hoşgeldin!
Welcome Abroad!
Bültene başarıyla üye oldun.
Teşekkürler!
Thank you for subscribing to
our newsletter.

1500 TL ÜZERİ ÜCRETSİZ KARGO

İLK SİPARİŞTE %10 İNDİRİM İÇİN ÜYE OLUN! İNDİRİM KODU: HELLOPC10

Çocuklarımıza Kendilerini (Yabancılardan) Korumayı Nasıl Öğretebiliriz?

Yaşadığımız ortam ne yazık ki kendi çocukluğumuzdaki kadar güvenli değil. Ancak çocuklarımızı koruyabilmek adına onları bilinçlendirip ve bazı kavramlarla onları küçük yaşta tanıştırabiliriz.

1987'de İstanbul'da doğmak, 90'larda büyümek, harika anılar biriktirdiğim mutlu bir çocukluğa sahip olmak sanırım bugün beni ben yapan en önemli faktörlerden. Rahatça sokaklarda koşup oynayabilmek, komşuların evine istediğim gibi girip çıkmak, arkadaşlarımda kalabilmek, okullar kapanınca bavulları toplayıp anneannemin yazlığına gitmek, geç saatlere kadar arkadaşlarımla vakit geçirebilmek, saatlerce sokaklarda bisiklete binmek... Hala hatırladıkça yüzüme kontrol edemediğim bir gülümseme gelse de bir yandan içim burkuluyor. Çünkü biliyorum ki bizim çocuklarımız böyle büyüyemeyecek…

Biz büyüdükçe dünya değişti sanki… Çocukluğumda çevremiz güvenilir, huzurlu bir ortama sahipken şimdi her akşam haberlerinde kötü şeyler görüp çocuklarımızın geleceği hakkında daha da endişeleniyoruz. Kaybolan, istismara uğrayan, kaçırılan çocuklar... Peki ya çocuklarımızı bu tehlikelerden korumak için neler yapabiliriz? İçimi çok sıkan bu konuyla alakalı birçok yabancı yayında yazılar okudum. Tüm dünyada aileler çocuklarını koruyabilmek adına onları bizzat bilinçlendiriyor ve bazı kavramlarla onları küçük yaşta tanıştırıyorlar. Konuşması hiç hoş olmayan bu konu hakkında bizler de artık daha fazla sesli düşünmeli, çocuklarımızı bilinçlendirmeli ve anne-babalar olarak ekstra dikkatli olmayı öğrenmeliyiz. Artık hiçbir şeyin kendi çocukluğumuzdaki gibi olmadığını kabul etmek ve önlemlerimizi alıp çocuklarımızı eğitmek, biz ebeveynlerin günümüzdeki en önemli sorumluluklarından biri.

Tam da bu yüzden tüm dünyada kabul gören ve çocuklarımıza öğretmemiz gereken çok önemli birkaç noktadan ve Uzman Klinik Psikolog Açelya Fırat’ın konuyla alakalı önerilerinden bahsetmek istiyorum.

Yabancı kimdir?

Öncelikle yabancı kavramını çocuklarımıza iyi anlatmamız gerekiyor. Yabancı demek sadece üstü başı kötü, güven telkin etmeyen kişiler değil; tanımadığımız herkes için geçerlidir. İyi giyimli bir amca, orta yaşlı bir teyze veya genç bir abi… Bizzat tanımadığımız herkesin bir yabancı olduğunu çocuklarımızın iyice anlaması gerekiyor. Yabancı kavramını anlatırken çocukları fazla korkutmadan anlatmalıyız, yabancıların illa ‘kötü’ olması gerekmediğini, bunları sadece kendini koruması için anlattığımızı belirtmeliyiz.

Uzman Klinik Psikolog Açelya Fırat konuyla ilgili olarak şöyle diyor; “Özellikle küçük yaştaki çocukların bizim kastettiğimiz ‘yabancı’ kavramını anlaması zordur. O nedenle ‘Bizler senin yanındayken, tanımadığın bir kişi olsa da eğer biz onunla iletişim kuruyorsak sen de konuşabilirsin. Ancak, o kişi sana hoşuna gitmeyecek sorular sorar, özel bölgelerine dokunmak isterse o zaman yüksek sesle bağırarak yardım istemen gerekir. Eğer yakında başka insanlar varsa onlara doğru hızlı ama dikkatli bir şekilde koşmalısın’ demeliyiz.”
Buna ek olarak çocukların, yüzde 98 oranında tanıdıkları kişiler tarafından tacize uğradığını unutmamalıyız. O nedenle sadece kendini yabancılardan sakınması gerektiğini öğretmek yeterli olmayacaktır. Burada önemli nokta güvenli dokunuş ve güvenli olmayan dokunuş hakkında bilgi sahibi olmasını sağlamaktır.

Vücudumuzun özel yerleri:

Zararın kimin tarafından geleceğini öngörmemiz mümkün değil. Günümüzde maalesef çocuklara zarar verenlerin kimi zaman hiç ummadığımız, tanıdığımız kişilerin olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla kim olursa olsun, çocuklara korumaları gereken özel bölgeleri olduğunu anlatmalıyız. Kimsenin ellememesi gereken özel üç bölgeyi onlara göstererek anlatmalıyız. Cinsel istismarı önlemek adına mutlaka çocuğumuza bu kavramı anlatmalıyız.

“Özel bölgelere dikkat çekmek önemlidir” diyor Açelya Fırat ve ekliyor; “Ancak sadece özel bölgeler değil, bedeninin tümü çocuğa aittir ve o izin vermedikçe, istemedikçe kimse ona dokunamaz. Bu algının yaratılması çocuğun kendi bedeni üzerinde kontrol hakkı olduğunu kavraması açısından önemli. Küçük çocukların özellikle tuvalet sonrası temizlikte desteğe ihtiyaç duymasından dolayı bu alandaki sınırlamayı da doğru yapmakta fayda var. ‘Tuvalet sonrası temizliğinde sana ben, bakıcın, büyükannen, öğretmenin vs. yardımcı olabilir. Onlar da benim yaptığım şekilde yapmalı. Eğer seni rahatsız edecek şekilde yapılırsa bunu mutlaka bana söylemen gerekir’ diyebiliriz.”

Koyacağımız kurallar tüm yabancılar için geçerli olmalı. Ayrıca çocuklarımıza karışık mesajlar vermemeliyiz. Öyle ki özel yerlerini koruması gerektiğini anlatıp sonra yolda gördüğümüz bir teyzenin poposunu sıkmasına izin vermemeliyiz.

Tanımadığı kişiler yaklaşınca bütün nezaket kuralları devre dışı!
Eğer çocuğunuzun yanına tanımadığı bir kişi gelirse ve ona istemediği bir şey yaptırmaya çalışırsa, zorla bir yere götürmeye çalışırsa, yasaklı bölgelerden birine dokunursa, çocuğunuza istediği gibi bağırmasının, tepinmesinin, yardım için çığlık atmasının serbest olduğunu anlatabilirsiniz. Tüm nezaket kurallarının böyle durumlarda geçerli olmadığını, kimsenin ona zorla bir şey yaptıramayacağını ona iyice anlatın.

Hatta acil durumlarda çocuğunuzun yapması gerekenler veya söylemesi gerekenleri mutlaka ona anlatın. Etrafımızda, alışveriş merkezlerinde annesinin veya babasının kucağında tantrum geçiren çocuklar mutlaka görmüşüzdür. Çoğumuz yanlarından geçip gider, şüphelenmeyiz. Çocuğunuzun da acil durumlarda dikkat çekmesi için yanından başkalarının geçip gitmemesi için söyleyeceği birkaç cümle öğretin:

- Seni tanımıyorum!

- Sen kimsin?

- Annem babam nerede?

- İmdat!

- Yardım edin!

Kendi aranızda bir şifre oluşturun:
Eğer çocuğunuzun yanında değilseniz ve bir yabancı ona ‘Annen seni çağırıyor, hadi gel gidelim’ derse mutlaka ona aranızdaki özel şifreyi sormasını istediğinizi anlatın. Anne ve baba olarak kolayca hatırlayabileceği tek kelimelik bir şifre seçin ve çocuğunuza mutlaka bu şifreyi sorması gerektiğini öğretin. Hiçbir zaman tanımadığı bir insan vesilesiyle onu çağırmayacağınızı iyice anlattığınızdan da emin olun.

Eğer kaybolursa kimin yanına gitmesi gerektiğini söyleyin:
Eğer çocuğunuz kalabalık bir yerde sizin yanınızdan kaybolursa kimin yanına gitmesi gerektiğini ona anlatın. Öncelikli olarak üniformalı polis memurlarına bakmasını, eğer polis göremezse çocuklu bir anneden yardım istemesini söyleyebilirsiniz. Tek başına olan, yardım talebinde bulunan kimseyle baş başa bir yere gitmemesi gerektiğini anlatabilirsiniz. Eğer çocuğunuz dışarı çıkarken kendine özel bir çanta alıyorsa, içine iletişim numaranızı ve adresinizin yazdığı bir kağıt koyabilirsiniz.

Aileden sır saklamıyoruz:
‘Aramızda sır’ ve ‘kimseye söyleme’ gibi cümleleri kuran kişiler kim olursa olsun, anne ve babayla paylaşılması gerektiğini anlatın. Anne ve babadan sır saklanmayacağını eğer yabancı veya tanıdığı herhangi biri istemediği bir şey yaparsa ve gizli kalmasını talep ederse mutlaka ailesine anlatması gerektiğini iyice ona öğretin.

Günümüzde çocuk büyütmek hem büyük şehirlerde hem de küçük yerleşimlerde artık çok zor. Ancak fazla karamsarlığa kapılmadan ve önlemlerimizi almayı unutmadan hayatlarımıza devam etmeliyiz. Çocuklarımız için ayıracağımız 10 dakikalık bir zaman diliminde kendini koruyabilmesi için gerekli olan konuları onlara anlatabiliriz. Çocuklar tekrarı sever; çok sık olmasa da zaman zaman bu bilgileri tazelemeyi unutmayın. Çocuğumuza bu konuyu anlatırken çok korkutmadan anlatmalı ve önlem amaçlı olduğunu belirtmeliyiz. Tabii anne ve babalar olarak biz de etrafımızda olup bitenlere dikkat etmeliyiz. Şüphe çeken olayları, zor durumda olduğunu hissettiğimiz bir çocuğu gözlemlemeli ve yetkili güvenlik görevlilerini veya polis çağırmayı ihmal etmemeliyiz.

Hepimizin çocuklarını huzurlu ve güvenli bir ortamda büyümesi dileğiyle…