GİRİŞ

E-Posta
Şifre

YENİ ÜYE

Ad
Soyad
E-Posta
Şifre
Şifre Tekrar
Ürün sepete eklendi
Aramıza Hoşgeldin!
Welcome Abroad!
Bültene başarıyla üye oldun.
Teşekkürler!
Thank you for subscribing to
our newsletter.

1500 TL ÜZERİ ÜCRETSİZ KARGO

İLK SİPARİŞTE %10 İNDİRİM İÇİN ÜYE OLUN! İNDİRİM KODU: HELLOPC10

Çocuklarda Dil Gelişimi Hakkında Her Şey

Çocuklarda dil gelişimi ve dil gelişimi bozukluklarıyla ilgili merak ettiğimiz bir çok şeyi Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Seda Yorgancıoğlu'na sorduk.

Çocuklarda dil gelişimi takip edilmesi gereken çok önemli bir konu. Bu önemli konu hakkında merak ettiğimiz bir çok şeyi Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Seda Yorgancıoğlu'na sorduk ve çok önemli bilgiler edindik. Dil gelişimi bozukluklarında zamanında ve doğru tedaviyle güzel sonuçlar alınabiliyor.Eğer çocuğunuzun dil gelişiminde herhangi bir gerilik veya aksaklık olduğunu düşünüyorsanız mutlaka bir dil terapistine başvurun.

ÇOCUKLARDA DİL GELİŞİMİ NASIL İLERLEMELİ? HANGİ AY/YAŞLARDA ÇOCUKLARIN NELER SÖYLENMESİ BEKLENMELİ?

Çocuklarda dil gelişimi diğer motor beceriler gibi tipik bir patern ve zaman çizelgesinde ilerlemelidir. Dil gelişimi, sözel iletişim başlamadan çok önce, doğumdan itibaren başlar. Bebekler öncelikle ağlayarak ihtiyaç ve daha sonra isteklerini belirtmeye başlarlar. Daha sonra ağlama sesleri dışında farklı ses denemeleri yapmaya başlar, bundan sonra babıldama şeklinde heceler söyler ve yaklaşık 1 yaş civarında ise ilk kelimelerini söylemeye geçerler. Tüm bu gelişmeler olurken dil gelişiminin sadece sözel değil, algısal olarak da ilerlediği unutulmamalıdır. Tipik şekilde gelişen çocukların algısal dil gelişimi genellikle ifade edici dil gelişiminden daha hızlı ilerler. Örneğin henüz konuşmaya başlamadan bazı kişi ve nesnelerin isimlerini anlayıp bunlara işaret edebilirler ve basit komutları algılayıp yerine getirebilirler.

Normal dil gelişiminin seyrine bakacak olursak özetle, 0-3 ay arasında bebekler keyif sesleri çıkarır, farklı ihtiyaçlar için farklı şekilde ağlar, tanıdığı kişileri görünce sakinleşir veya gülümser, gığıldama (cooing) sesleri çıkarır. Algısal olarak sesleri tanımaya başlar, yüksek sesten irkilir, kendisiyle konuşulduğu zaman sessizleşip dikkatini verir ve etraftaki seslere veya annenin sesine göre emme hızını değiştirir. 4-6 ay arasında “p”, “b”, “m” gibi dudak seslerini kullanarak babıldamaya başlar (babababa /mamama gibi), bazı ses ve hareketleri taklit eder, mutlu veya mutsuz olduğunu seslerle belirtir, sesin geldiği yöne bakar, müzik sesine ve sesli oyuncaklara ilgi gösterir. 7-12 ay arasında babıldamaları artar ve çeşitlenir, çeşitli ses ve oyunları taklit eder, konuşulduğu zaman dinler, basit komutları yerine getirir ve birkaç sözcüğü uygun yerlerde kullanmaya başlar (anne, baba, dede gibi). Çocukların ilk kelimelerini söyleme yaş aralığı 12-18 ay arasında değişebilir. 1-2 yaş arasında çocukların kelime haznesinde hızlı bir artış olur. Yaklaşık 18 ayda iki kelime birleştirmeye başlarlar (anne al, top at gibi). Bu dönemde ayrıca sık gördükleri nesneleri ve basit vücut bölümlerini de tanıyıp gösterirler. 2 yaşında çocukların 40-50 civarında kelime ifade etmesi gerekir. 2-3 yaş arasındaki dönemde ise kelime dağarcığı hızla artmaya devam ederken 2-3 kelimelik cümleler kurmaya başlarlar. Bu yaşlarda çocukların konuşmaları yakınları tarafından büyük ölçüde anlaşılır duruma gelir. Bunların yanında algısal olarak da bazı kavramları ve dilbilgisi kurallarını anlamaya başlar ve daha kompleks komutları anlayıp yerine getirebilirler.

DİL GELİŞİMİNİN GERİ KALMASININ SEBEPLERİ NELER?

Çocuklarda dil gelişimi yukarda bahsettiğimiz paternde ilerleyip sadece yaşına göre geride seyrediyorsa buna dil gelişimi geriliği, eğer bu tipik paterne uymuyor ve gelişimi de yavaş ilerliyorsa dil bozukluğu denir. Gelişimin geri kalması veya bozuk olmasının sebepleri bazı durumlarda bilinemediği gibi, bazı durumlarda ise belirli bir soruna bağlı olarak ortaya çıkar. Bunlardan bazıları işitme güçlüğü, nörolojik hastalık veya bozukluklar (Serebral palsi veya beyin travması gibi), otizm, zihinsel engellilik (Down sendromu, Frajil-X sendromu gibi), konuşma organlarındaki yapısal bozukluklar (Dudak-damak yarığı gibi), çevresel faktörler (Çocuğun herhangi bir dile maruz kalmaması, iyi beslenmeme, anne karnında alkol/uyuşturucuya maruz kalma gibi), prematüre doğum ve genetik olarak aileden geçen bozukluklardır.

GEÇ KONUŞAN VEYA AZ KELİME KULLANAN ÇOCUKLARIN DİL GELİŞİMİNİ DESTEKLEMEK İÇİN NELER YAPILMALI?

Öncelikle yukarda bahsettiğimiz tipik gelişimsel paternde bozukluklar gören ailelerin mutlaka bir dil ve konuşma terapistine başvurması gerekir. Örneğin yaşına uygun şekilde sese ve konuşmaya tepki vermeyen, göz kontağı kurmayan, komutları yerine getiremeyen çocuklarda gecikmiş konuşmadan daha ciddi problemler olabilir. Bu durumda dil ve konuşma terapisti gereken değerlendirmeleri yapacak ve gerekirse çocuk nöroloğu veya psikiyatristine yönlendirme yapacaktır.

Sadece sözel dil gelişimi geç seyretmekte olan çocuklarda ailelerin dil gelişimini destekleyici aktiviteler yapması mümkündür. Örneğin birlikte yaşına uygun kitaplar okuyup tanıdık nesne ve hayvanların isimlerini tekrarlama, ce-e ve saklambaç gibi oyunlar oynama ve bu oyunlarda çocuğa da sıra verme, gün içinde yapılan aktiviteleri sözel olarak açıklama ve çocuğun aktiviteleri hakkında konuşma (ör. Şimdi topu atıyoruz, sen süt içtin gibi), oyun oynarken çocuğun kolaylıkla çıkarabileceği “pat”, “bum”, “tık tık” gibi ve “hav hav”, “miyav”, “mö” gibi hayvan seslerini sıkça tekrar etme, birlikte vakit geçirirken çocuğun seviyesinde oturup göz göze gelmeye dikkat etme ve genel olarak taklit becerilerini geliştirmek için el çırpma, zıplama, masaya vurma gibi hareketleri karşılıklı olarak yapma gibi aktiviteler yapılabilir.

HARF SÖYLEYEMEME SORUNU HANGİ YAŞTA KENDİNİ TAM OLARAK GÖSTERİR?

Harf söyleme yani artikülasyon, konuşma seslerinin doğru olarak üretilmesi demektir. Her dilde çocukların belirli yaş aralıklarında çıkarmayı öğrendiği sesler vardır. Bu yaş aralıklarının dışına çıkıldığı zaman bir artikülasyon bozukluğu söz konusudur. Örneğin Türkçede ilk öğrenilen sesler “b”, “m”, “d” sesleridir ve bu seslerin yaklaşık 2 yaşa kadar öğrenilmesi beklenmektedir. Bu durumda artikülasyon bozukluklarının yaklaşık olarak 2-2,5 yaş civarında fark edilmesi mümkündür.

HARF SÖYLEYEMEME SORUNU ERKEN YAŞTA TESPİT EDİLDİĞİNDE TEDAVİ EDİLMESİ MÜMKÜN MÜ?

Tüm dil ve konuşma bozukluklarında olduğu gibi artikülasyon bozukluklarında da erken tanı ve terapi tedaviyi kolaylaştırır. Çocuklarda artikülasyon sorunları, yapısal/fiziksel problemlere bağlı olmadığı durumlarda çok büyük oranda veya tamamen tedavi edebildiğimiz bozukluklardır. Yaş ilerledikçe çocuklar, gençler ve yetişkinlerin artikülasyon hataları yanlış öğrenilmiş davranışlar haline geldiği için değiştirmesi çok daha zorlaşır.

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KEKEMELİK NEDİR VE NEDEN OLUR?

Ses, hece, sözcük tekrarları ve uzatmaları, duraklamalar, konuşmaya başlamada zorluk gibi konuşma akıcılığını etkileyen ve bazen konuşmadan kaçınma, dolgu sözcükleri kullanma, tikler geliştirme gibi yan davranışlar da ortaya çıkaran bozukluğa kekemelik denir. Kekemeliğin nedeni bugüne kadar yapılmış araştırmalarda henüz belirlenememiştir. Günümüze kadar kekemeliğin sebepleri konusunda çeşitli teoriler geliştirilmiş ve yanlış nefes alma, psikolojik nedenler, belirli bir olaydan etkilenme gibi nedenler öne sürülmüştür. Son dönemde yapılan araştırmalarda ise kekemeliğin nörofizyolojik bir durum olduğu büyük ölçüde kanıtlanmıştır. Kekemelikte kalıtsal ve genetik etkenlerin önemi büyük olup ailesinde kekemelik sorunu olan çocuklarda görülmesi daha olağandır.

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KEKEMELİK HANGİ AŞAMADA TEDAVİ GEREKTİRİR?

Sonradan edinilmiş olmayan kekemelik genellikle 2-5 yaş arasında ortaya çıkar ve her bireyde değişik şekilde seyredebilir. Kekemelik her 100 çocuktan 4’ünü etkilerken, bu 4 çocuktan 3’ünde herhangi bir tedavi gerekmeden kaybolur. Terapiye başlamayı genellikle çocuğun 1 yıldır istikrarlı olarak kekeliyor olması, takılmaların konuşma akıcılığını ciddi şekilde etkiliyor olması, çocuğun sorunun farkına varmaya başlaması ve ailede kekemelik öyküsü olması gibi faktörler destekler. Fakat küçük çocuklarda yeni ortaya çıkmış takılmalarda öncelikle ailelerin panik olmaması ve çocuğa normalden farklı yaklaşmaması gerekir. Bu durumlarda genellikle aileler ile görüşüp çocuklara nasıl davranmaları gerektiği ve kendi konuşmalarına ne şekilde dikkat edecekleri konularında bilgilendirir, belirli bir zaman dilimi sonrasında tekrar takip görüşmesi yapmayı öneririz.

EVDE YAPILACAK DİL GELİŞİM EGZERSİZLERİ VAR MI?

Çocuğun veya kişinin yaşına ve problemin türüne göre evde yapılabilecek egzersiz veya aktiviteler olabilir. Bir dil gelişim probleminin bulunması durumunda dil ve konuşma terapisti değerlendirme ve gözlem yaptıktan sonra aileye önerilerde bulunacaktır. Dil gelişimi tipik olarak seyreden küçük çocuklarda gelişimi desteklemek amacıyla yapılabilecek en önemli aktivite onlarla birebir vakit geçirmek olacaktır. Yerde oturarak, onun seviyesine inerek oynanan oyunlar, özellikle sembolik yap-inan oyunları (pretend-play) çocukların çevrelerinde gözlemledikleri iletişim şekillerini pratik etmelerine yardımcı olur. Bu oyunlar oynanırken ebeveynin çocuğun kısa ifadelerine eklemeler ve genişletmeler yapması dil gelişimini destekleyecektir (örneğin çocuk ‘bebek iç’ ifadesini kullandıysa ebeveyn bunu ‘bebek çayını içti’ şeklinde tekrarlayabilir). Bunun yanında her gün istikrarlı olarak okunan kitaplar çocuğun kelime haznesini geliştirecek ve yeni ses denemeleri yapmasını destekleyecektir. Bu konuda ailelerin her gün yeni bir kitap okumak yerine çocuğun ilgisini çeken birkaç kitap seçip bunları tekrar tekrar okumaları, çocuğun belirli kavramları, dilbilgisi kurallarını ve kelimeleri pratik etmesine yardımcı olacaktır. Ebeveynlerin dikkat etmesi gereken ve çok sık karşılaştığımız diğer bir konu ise çocuğun tüm hareket ve isteklerini önceden anlayıp sözel olarak ifade etmesine izin vermeden yerine getirmektir. Çocuğu çok iyi tanıyan ebeveynler genellikle ne istediğini hareketinden veya bakışından anlayıp hemen yerine getirirler. Fakat bu durum dil gelişimini desteklemez. Bunun yerine bazı durumlarda çocuğun isteklerini anlamazlıktan gelip bir ses çıkarmasına, sözel bir ifade kullanmasına fırsat vermek gerekir. Son olarak günümüzde çok önemli hale gelmiş bir konu olan telefon, televizyon, bilgisayar veya tablet karşısında vakit geçirmenin dil gelişimini olumsuz yönde etkilediğini belirtmek isterim. Özellikle dil gelişimi tamamlanmamış küçük çocuklarda bu sürelerin çok kısıtlı tutulması, gerekirse bu aletlere hiç maruz bırakılmaması, ve bu aletlerin kesinlikle ödül olarak kullanılmaması gerekir.

KISA KISA...

ÇOCUKLARDA EN SIK GÖRLEN 3 DİL GELİŞİMİ BOZUKLUĞU HANGİLERİ?

Gelişimsel dil bozukluğu (sebebi belli olmadan gelişen dil bozukluğu), dil gelişim geriliği ve otizme bağlı ortaya çıkan dil gelişim bozukluğu en sık rastladığımız bozukluklardır.

DİL GELİŞİMİ BOZUKLUKLARI KAÇ YAŞINDA TEŞHİS EDİLİR?

Dil gelişimi doğumdan itibaren başladığı için normal gelişimin dışında olan durumlar 1 yaş öncesinde bile takip edilebilir. Fakat gerçek anlamda değerlendirme yapıp teşhis koyabildiğimiz yaşlar genellikle 2-2,5 yaş civarındadır.

DİL GELİŞİMİ TERAPİLERİ EN ERKEN KAÇ YAŞINDA BAŞLAYABİLİR?

Problemin şekline göre yine 2- 2,5 yaş civarında aileye yönlendirmeler yapabilir veya terapiye başlayabiliriz.

DİL GELİŞİMİ TERAPİLERİNİN BAŞARI ORANI NEDİR?

Dil ve konuşma terapisi çok çeşitli popülasyonlara ve çok çeşitli neden ve hastalıklara bağlı olarak uygulandığı için belirli bir başarı oranı vermek mümkün değil. Fakat erken yaşta başlanan terapiler çok daha iyi sonuç vermektedir. Başarı oranını etkileyen, terapinin sıklığı ve istikrarı, kişinin veya çocuğun motivasyonu, dil gelişimini etkileyen fiziksel veya nörolojik bir sorunun bulunması gibi faktörler bulunmaktadır.

EBEVEYNLERE ÇOCUKLARDA DİL GELİŞİMİ İLE İLGİLİ ÖNERECEĞİNİZ 3 KİTAP?

100 Soruda Dil ve Konuşma Bozuklukları (Prof. Dr. Barış Korkmaz, Berna Erdebil, Özlem Öge Daşdöğen, Nezihe Çıtav, Öykü Tezel, Serkan Bengisu, Banu Turan Tortop), Dil ve Beyin (Prof. Dr. Barış Korkmaz), Erken Çocukluk Döneminde Dil Becerilerini Geliştirme (Prof. Dr. İbrahim H. Diken).