GİRİŞ

E-Posta
Şifre

YENİ ÜYE

Ad
Soyad
E-Posta
Şifre
Şifre Tekrar
Ürün sepete eklendi
Aramıza Hoşgeldin!
Welcome Abroad!
Bültene başarıyla üye oldun.
Teşekkürler!
Thank you for subscribing to
our newsletter.

1500 TL ÜZERİ ÜCRETSİZ KARGO

İLK SİPARİŞTE %10 İNDİRİM İÇİN ÜYE OLUN! İNDİRİM KODU: HELLOPC10

Bir Hafta Sonu Günlüğü: Evin

Mila ile bitmek bilmeyen oyun seansları, ailece yazın tadını çıkardığımız aktiviteler, hızlı market ve park turları ve daha fazlasıyla geçen bir hafta sonu günlüğü...

CUMA AKŞAMI

16.30 - Artık hafta sonu olmuş sayılır mı? Bence anneler için hafta sonu, ekstra oyun mesaisi arasında kendi işlerini halletmek ve sosyalleşmek için çırpınıp Pazar akşamı yorgun düşmek demek... Ama olsun, Mila'yla baş başa veya ailece bir şeyler yapmak her zaman çok keyifli, özellikle de bu yaşlarda! Bugün işten eve biraz erken geldim ve birlikte koşarak parka gittik.

17.30 - Bir saatlik park macerasından eve döndük. Yemek yemeden önce yarım saat daha vaktimiz var ve Mila bu oyun seansında resim yapmak istedi. Uzun bir apartman ve pencerelerine o evlerde oturan insanları yerleştirmek, çizmekten en hoşlandığı şeylerden biri. Bugün bizim yan apartmanı çizdik, içine de hayali komşularımızı...

18.00 - Eşim Ahmet eve erken geldiği için Mila'nın yemek yemesi için birlikte masaya oturduk. Mila akşam yemeğini (bezelye ve pilav) yerken, ben her yaz akşamı olduğu gibi karpuz yiyorum, Ahmet de kahvesini içiyor. Bu saatler çok eğlenceli çünkü bolca Mila sohbeti var.

19.00 - Zorlu bir banyo ve pijama giyme seansından sonra odasındayız. Bazı günler akşam rutinimiz oldukça kolay ve keyifli geçiyor, bazen de tam bir kaos! Bu akşam Mila'yı Ahmet yatırıyor. Her zamanki gibi yatmadan önce okumak için iki kitap seçip koltuğa yerleşiyorlar. Bugünkü kitaplar Let's Go Shopping Peppa ve The Little Engine That Could. Mila'nın kütüphanesinde genellikle İngilizce kitap var ama biz şimdilik hepsini Türkçeye çevirerek okuyoruz.

20.00 - Mila yattıktan sonra yarım saat kadar Petitmag yazılarına bakıp hızlıca rahat bir şeyler giyiyorum ve Ahmet ile dışarı çıkıyoruz. Bu akşam çok anormal bir şekilde ikimiz de sağlıklı bir şeyler yemek istiyoruz! O nedenle salatalarını ve bahçesini sevdiğimiz bir cafe'ye gidiyoruz. Yaz aylarının en güzel taraflarından biri de her yere motorla gidebilmek...

22.20 - Yemekten dönüp yatağa girdim bile. Bu sabah bir anne hikayesinin son detaylarını Mila uyanmadan bitirmek için 05.30'da kalkmıştım. Biraz kitap okurum diye planlıyordum ama pek mümkün görünmüyor.

CUMARTESİ

07.15 - Mila uyandı. Günün benim için en güzel anlarından biri: Sabah beni gördüğünde yüzündeki gülümseme. Biraz odasında vakit geçirip (Birbirimize rüyalarımızı anlatıp bebeklere ve oyuncaklara günaydın diyerek) mutfağa geçiyoruz.

08.00 - Bugün pankek günü. Birlikte yapmaya bayıldığımız harika bir şekersiz muzlu pankek tarifimiz var, onu yapıyor ve kahvaltı sonrası salona oyun oynamaya geçiyoruz.

08.45 – Hafta sonu sabahlarının bitmek bilmeyen oyun seansları başlıyor. Hafta içi sabahları oyun oynamaya çok fırsat bulamadığımız için Mila hafta sonları bunun acısını çıkarmaya yeminli. Başından ayrılmadan oynadığı tek oyuncak da Le Toy Van'ın bebek evi ve onun eşyaları. Le Toy Van oyuncaklarıyla uzun bir süre tatilcilik oynayıp trenlere geçiyoruz bugün. En sonunda da biraz suluboya. Beyaz kağıt peçeteleri elimizle top yapıp her birini farklı renk boyadık ve dondurma topları oldular. Başka bir kağıdı da rulo yapıp kornet haline getirdik. Çok yaratıcı bir Cumartesi sabahı!

11.00 – Hafta sonları öğle yemeğinden önce smoothie zamanı! Geçen yaz keşfettiğimiz favori yaz smoothie'mizi hazırlıyoruz birlikte. İçinde mango ve karpuz var... Mila için içmesi kadar birlikte hazırlaması da zevkli.

11.20 – Hafta sonu olduğu için 30 dakikalık çizgi film hakkı var bugün. İzlediği iki çizgi film var sadece: Netflix'te olan Peppa Pig ve Ben and Holly. Ben banyo yapıp hazırlanırken o da çizgi film izliyor.

13.00 - Biraz daha oyun, hazırlık, Ahmet'in işleri derken ancak bu saatte evden çıkıyoruz. Çok yakın arkadaşlarımızın yanına Swissotel'in havuzuna gideceğiz bugün ilk defa. Yarın hava yağmurlu gösteriyor, o yüzden bugün kesinlikle yazın tadını çıkaracak aktivite peşinde koşmalıyız!

(Mila kendi arkadaşı olduğunu iddia ettiği Tuğçe'yle dondurma alıyor)

18.00 - Çok keyifli bir gündü! Kapalı havuzu, çocuk havuzu, dondurmacısı derken ancak bu saatte çıkıyoruz Swissotel'den. (Aslında Mila şu an evde akşam yemeğini yiyor olmalıydı...)

19.00 - Dönüş yolunda trafiğe kaldık. Eve gidip Mila'ya hızlıca yemek yedirip banyoya sokuyoruz. Havuzda oldukça yorulduğundan onu bu akşam yatmaya ikna etmek çok da zor olmadı.

20.00 - Mila uyudu. Bu cumartesi akşamı belki de aylardır ilk kez evdeyim. Yapacak çok işim var ve hangisinden başlayacağımı bilmeden bilgisayar başına geçiyorum.

00.10 - Hazır cumartesi akşamını evde geçirmişken erkenden yatma planlarım vardı ama tabi ki olmadı. Yarın Mila'nın geç kalkmasını umarak uykuya hazırlanıyorum.

PAZAR

07.05 - Mila kurulmuş saat gibi kalkıyor. Neyse ki keyfi yerinde uyandığı zamanlar 15 dakika kadar yatakta kendi kendine konuşup şarkı söylüyor. Bu sırada ben de kalkıp toparlanıp yüzümü yıkıyorum ve sonra odasına giriyorum.

08.00 - Yatakta biraz (çok!) miskinlik yapıp mutfağa geçiyoruz. Mila kahvaltısını yapacak ve bugünkü tercihi omlet. Pazar günleri Ahmet de uyandıktan sonra genelde birlikte geç kahvaltı ettiğimiz için Mila’nın kahvaltısına ben de çay veya kahve içerek eşlik ediyorum. Bu sıralar çaydan şekeri çıkarma çalışmalarındayım; o nedenle tercihim kahveden yana.

10.30 - Yine bolca evcilik, biraz puzzle ve yapıştırma kitaplarıyla oyalandıktan sonra Mila smoothie yapmak istiyor ve tekrar mutfağa geçiyoruz. Bu kez ananaslı bir smoothie yaptık ve çok lezzetli oldu. Öyle ki Mila iki bardak içti.

11.30 - Bugün Mila'nın nenesinin, yani Ahmet'in anneannesinin doğum günü, aynı zamanda babalar günü! Ahmet'in annesinde kalabalık bir aile kahvaltısı olduğu için hazırlanıp çıkmamız gerekiyor. Ama pazar günleri Mila'yı oyuncaklarından ayırıp evden çıkarmak da, akşam eve sokmak da dert. Dışarıda yapmaktan çok hoşlandığı bir aktivite ile kandırmak her zaman işe yarıyor. Bugün nenesinin doğum günü pastasından yemenin ve mumları üflemenin heyecanlıyla çıktı.

(Dün havuza giriyorduk, bugün yağmur botlarıylayız. Mila ve Ahmet Babalar Günü'nde...)

12.30 - Resmen dünyaları yediğimiz bir Pazar günü daha...

16.30 - Mila'nın son zamanlardaki favorisi olan Göztepe Parkı'na geldik. Burada bir saat kadar oynadıktan sonra yemek yemek için parktan çıkıyoruz. Son bir senedir Pazar akşamları evde yemek yerine Mila'yla dışarıda erken bir akşam yemeği yemeye çalışıyoruz. Hem Mila yeni tatlar keşfetmiş oluyor hem de biz erkenden zahmetsiz bir akşam yemeğiyle günü kapatmış oluyoruz. Fakat bugün farklı bir yer yerine Mila'yla çok rahat ettiğimiz, parkın hemen karşısındaki Köşebaşı restorana gidiyoruz.

18.30 - Yemekten kalkıp evin eksiklerini almak için hızlı bir market turu yaptık. Klasik bir Pazar programı bizim için.

19.15 - Eve geldik ve yine ışık hızıyla Mila'yı yıkayıp yatırma seansına başladık. Ben evi toparlayıp Mila'nın odasını hazırlarken Ahmet Mila'yı yıkıyor. Sonra en sevdiğimiz yazarlardan biri olan Oliver Jeffers'ın How to Catch a Star kitabını okuyup Mila'yı yatırıyorum.

19.45 - Mila doğduğundan beri her pazarımız şu şekilde geçmiştir: Koltuk karşısına kurulup bir film veya dizi izleyerek. Bu akşam nereden aklımıza geldiyse Julie & Julia'yı yeniden izledik.

22.30 - Petitmag'in yarın yayımlanacak yazısı için son ayarlamaları yapıp önümüzdeki hafta yer vereceğimiz bir diğer yazıya bakıyorum (Yeni bir Petit Şehir Rehberi yazısı). Her Pazar akşamı olduğu gibi hava durumuna bakıp nedense hep en kaotik olan Pazartesi sabahımızı az da olsa rahatlatmak adına eşyalarımı ve giyeceklerimi hazırlıyorum. Bir de Pazar akşamı aksatmadan yaptığım bakım maskeleri var.