GİRİŞ

E-Posta
Şifre

YENİ ÜYE

Ad
Soyad
E-Posta
Şifre
Şifre Tekrar
Ürün sepete eklendi
Aramıza Hoşgeldin!
Welcome Abroad!
Bültene başarıyla üye oldun.
Teşekkürler!
Thank you for subscribing to
our newsletter.

1500 TL ÜZERİ ÜCRETSİZ KARGO

İLK SİPARİŞTE %10 İNDİRİM İÇİN ÜYE OLUN! İNDİRİM KODU: HELLOPC10

Bir Annenin Çocuğuyla İlk Uzun Uçak Yolculuğu

Pasaport ve vize işlemleri, ön hazırlıklar, jet lag, günlük hayata adaptasyon ve mutlu son... Petitmag yazarı Aslı Alpagut, kızı Lalin ile hiç hesapta yokken çıktığı Amerika seyahatinin hazırlık sürecini anlatıyor.

‘Hayat sen başka planlar yaparken başına gelenlerdir.’ demiş John Lennon. Doğru... Kurulan hayaller, yapılan planlar aslında ne kadar boş, hayat hep iyi veya istemesek de kötü sürprizlerle dolu. Size gözümüzde çok büyüyen, endişelerle gidip rahat bir nefes alarak döndüğümüz ilk uzun yolculuğumuzdan ve çocukla uzun seyahatle ilgili faydasını göreceğinizi düşündüğüm birkaç şey anlatmak istiyorum.

Lalin doğduğundan beri eşim Arda'yla hep uzun süredir yapamadığımız Amerika seyahatini hayal edip duruyorduk. Lalin ile gitmeyi çok istememize rağmen bir türlü cesaret edip tarih koyamamıştık. İki yaşındaki çocukla nasıl yapardık, hiç bilemiyorduk. Uçak, jet lag, farklı ortamlardan doğacak krizler... Kısacası her şey bizi ürkütüyordu. Amerika, eşimle farklı zamanlarda ve farklı şehirlerde yaşamış olmamıza rağmen ikimizin de özlediği, ilk fırsatta uçağa atlayıp gitmek istediğimiz, beraber gittiğimizde nefes aldığımız, en sevdiğimiz yer diyebilirim. Kızımızla keyifle gitme hayallerimiz, hayatın ilginç bir sürpriziyle ne olduğumuzu anlamadan gözümüzü New York'ta açmamıza dönüştü. Annemin rahatsızlığı sebebiyle bir anda altüst olup çok hızlı şekilde organize olarak ve ne kadar kalacağımızı bile bilmeden Lalin'i kapıp kendimizi uçağa attık ve macera dolu günlerimiz başladı...

Pasaport ve Vize Meselesi

‘Çocuğumla nereye gidebilirim? O daha bebek, gerek yok.’ diye düşünmeyin. Hayatta ne olacağı belli değil; size tavsiyem çocuğunuz doğduktan sonra kendinize geldiğiniz an pasaportunu çıkartın, vizelerinizi alın ve bir kenara koyun. Ben, içime doğmuş gibi ve herhangi bir seyahat planımız olmamasına rağmen bu olaydan birkaç ay önce Lalin'in pasaportunu çıkartmıştım.

Pasaport randevusuna gidip, gerekli evrakları verdik ve yaklaşık dört iş günü sonra pasaportu teslim aldık. Seyahat programımız aniden çıktığından vakit kaybetmeden Amerika vizesine başvurduk. Eğer anne ve babanın vizesi varsa, sadece istenilen evraklarla çocuğun pasaportunu PTT aracılığıyla konsolosluğa yolluyorsunuz; onlar da kısa bir süre içinde onaylayıp geri gönderiyorlar. Bu sürecin oldukça pratik olduğunu söyleyebilirim.

Ön Hazırlık

Oraya gittiğimizde mevcut düzenimizi devam ettirmek için biraz online alışveriş yapmam gerekiyordu. Siz de kendi ihtiyaçlarınıza göre lazım olabilecek her şeyi listeleyin, yanınıza almaya çalışın ve taşıyamayacağınız şeyleri de internetten sipariş verip kalacağınız yere kargolatın. Bu sayede tüm hazırlıklarınızı kolayca tamamlayabilirsiniz. Ben işe öncelikle orada bir yatağımız olmadığı için Lalin'e en uygun olan modelleri araştırmakla başladım. Daha sonra da kullanmak için pratik ve sağlam bir seyahat yatağı seçtim, şiltesini ve ona uygun çarşafı da ısmarladım. Diğer öncelikli ihtiyaçları da (bez, ıslak mendil, krem, şampuan vb.) internetten sipariş verdim. Böylece biz eve vardığımızda kısa sürede alıştığı düzeni kurabilecektik. Bu arada seyahatimizden birkaç gün önce Lalin'e uçağa bineceğimizi ve çok eğlenceli(!) olacağını anlatmaya başladım. Zaten tepemizden inen uçaklara her akşam el salladığımız için bu fikir onu çok heyecanlandırdı. İyi bir işaretti bu sanki!

Uzun Uçak Macerası

Seyahate çıkmadan önce ‘En kötü ne olabilir ki?’ diye düşünüp kendimi rahatlatıyordum. Sonuçta ilk uzun uçuş yapacak çocuk benimki değildi ve Lalin’i bir şekilde oyalamanın yolunu bulurduk... Ama uçak seyahatini düşündükçe karnıma kramplar giriyordu; o dönemde küçük bir ergene dönüşen Lalin, kim bilir o uçakta neler yapacaktı! Sonra bir akşam içime aniden rahatlık geldi... Ayrıca endişelenmem gereken başka konular vardı: Annem ve geçireceği operasyon içimi yeterince daraltıyordu zaten. Kendi kendime şöyle dedim; ‘Ben kızım için gerekli tüm hazırlıkları yapıp uçağa bineceğim ve her şey yolunda gidecek!’ Böylece bu konu hakkında kendimi sıkmayı bıraktım.

Sıkı bir sırt çantası hazırlayarak uçağa bindik ve aldığım her şeyi kullandık:

- Boyama kalemleri

- Oyun hamuru

- Hayvan figürleri

- Kurabiye, salatalık, mısır patlakları, kuru meyve

- Sevdiği kitaplar

- Ekstra kıyafet ve pijama

- Uyku tavşanı

- Çok sevdiği birkaç oyuncak daha

- Bilgisayarımız ve içine yüklediğimiz sevdiği birkaç video

Seyahat saatimizi uyku saatine göre seçmiştik çünkü planımız Lalin’in uçağa bindikten sonra en azından iki saat uyuması ve sonrasında birkaç saat daha oyalanıp akşam uykusuna geçmesiydi. Ne plan ama değil mi? Plan yapmamayı ne zaman öğreneceğim ben? Hayatımın her döneminde planlı ve programlı hareket ettiğimden midir bilinmez; henüz ufak bir çocukla plan yapmamam gerektiğini hala öğrenemedim. Bence annelik sürekli bir kriz yönetimi meselesi, çıkan krizlere en yaratıcı çözümleri bulabilme becerisi ve yeni plana kolayca adapte olabilme güdüsü.

Uçağa bindik, Lalin elbette akşamüstü uykusunu uyumadı ve tüm uçak boyunca toplamda iki saat uyuyarak tarihe geçti. Fakat tüm oyuncakları, kitapları meydana çıkardık, aralarda uçağı bolca turlayarak ve hostes ablaları ziyaret ederek yolculuğumuzu çok da büyük bir drama yaşamadan tamamladık. Bu nedenle THY hosteslerine ve sempatik yolculara teşekkürü borç bilirim. Uçaktan inince bizden mutlusu yoktu... Küçük kızımız resmen hiçbir problem çıkarmadan yolculuğu tamamlamıştı. Taksiye binince de üzerimize bir huzur geldi; şehrin büyüleyici ışıklarına bakarak eve gittik, yerleştik, yatağı kurduk ve kızımızı yatırdık. Bakalım gece neler olacak diye kafamızda binbir soruyla biz de uykuya daldık.

Ve… Jet lag

Koca insanlar jetlag oluyor; küçücük çocuk nasıl olmasın? Kendimi buna alıştırmıştım; doktorumuzla konuştuk ve okuyup araştırdıklarımdan da çocukların çoğunun üç gün içerisinde yeni saate adapte olduğunu öğrendim. Bizim küçük de en fazla beş güne alışır, diye geçirdim içimden hep. Fakat annemin ameliyatına iki gün vardı. O zamana kadar bir nebze olsun normale dönmüş olmak için dua ediyordum. Lalin ilk gece 03.30'da kalktı ve yaklaşık yarım saat uykuya dalamadı, oturduk… Sonra uyudu ve diğer tüm günlerde sabahları 06:00'da uyandı; normal saatinden biraz daha erken ama bu bile mucizeydi ve benim için fazlasıyla yeterliydi!

Günlük Hayata Adaptasyon

Her şey umduğumdan çok daha iyi gidiyordu ve şaşkınlık içerisindeydim. Ne oldu bu çocuğa yahu? Küçük ergenden eser yoktu, bizimle her yere geldi, güzelce yemeklere gittik, dolaştık. Normalde asla pusette öğlen uykusu uyumamasına rağmen hastanedeyken ve sonrasında dışarda pusetle iki saat uyudu.

Annemin ameliyatının iyi geçtiğini ve ekstra operasyona gerek kalmadığını duyunca, oturdum ağladım. Meğer ne kadar çok sıkmıştım kendimi… Sonrasında hep beraber keyifle iki hafta daha geçirdik ve annemin son kontrollerinden sonra hep beraber eve döndük.

Mutlu Son!

Lalin ile hesapsızca çıkılan ilk uzun yolculuğun ardından kafamızdaki korkuların aksine, aslında çocukların yeni ortamlara çok zorlanmadan adapte olabildiğini ve seyahatten en az bizim kadar keyif alabildiğini gördüm... Yeni sokaklar, yeni insanlar, yeni parklar, kocaman kitapçılar, itfaiye istasyonları, hayvanat bahçeleri... Yeni yerleri keşfetmek en az bizim kadar heyecanlandırıyor onları. Hepimiz için çocukla seyahat zor olsa da ve çok emek gerektirse de küçük yaşlarından itibaren korkmadan seyahatlere başlayabilir, ufaklıklarla güzel anılar biriktirebiliriz. İyi organize olup biraz da rahat olursak her şey beklediğimizden iyi geçiyor. Bir de ‘Çocukla seyahat çok keyifliymiş, artık her yere Lalin ile gitmek istiyorum’ desem de içimde, ta derinlerden bir ses hala ‘Kendini de unutma’ diyor!

Üye ol, ilk alışverişte %10 indirim fırsatı kazan!

Tüm sitede geçerli ilk alışverişinizde kullanabileceğiniz %10 indirim kodu için üye olun!