GİRİŞ

E-Posta
Şifre

YENİ ÜYE

Ad
Soyad
E-Posta
Şifre
Şifre Tekrar
Ürün sepete eklendi
Aramıza Hoşgeldin!
Welcome Abroad!
Bültene başarıyla üye oldun.
Teşekkürler!
Thank you for subscribing to
our newsletter.

1500 TL ÜZERİ ÜCRETSİZ KARGO

İLK SİPARİŞTE %10 İNDİRİM İÇİN ÜYE OLUN! İNDİRİM KODU: HELLOPC10

Aslı Kalelioğlu ve Mehmet

Aslı Kalelioğlu, eşi ve iki yaşındaki oğulları Mehmet’in Akatlar’da bulunan evindeyiz... Bu ailenin aslında iki oğlu var. Öyle ki Pala, Mehmet’in doğumundan sonra ‘birinci kardeş’ sendromu yaşayan, evin altı yıllık sakini. Gerçekten de boyutlarını göz önünde bulundurduğumuzda son derece sakin bir köpekten bahsediyoruz. Ancak bu durum Mehmet ile ilgilenildiği her an, ilgi bekleyen havlamalarla bozulabiliyor. Hikayenin başrolündeki Aslı, Beymen geçmişinden sonra Demsa Group’ta marka müdürü olarak çalışma hayatına devam eden bir anne. Moda dünyasının mutfağında olmasının verdiği gustonun dışında, kendisi güzelliğinden ve zarafetinden gözlerinizi alamadığınız biri. Oğlu Mehmet ise iki yaşında olmasına rağmen gerçek bir ‘birey’ gibi yaşıyor; genellikle odasındaki oyuncaklarına gömülüyor, kütüphanesinden bir kitap alıp okumaya başlıyor ya da evin içinde scooter’ı ile geziyor. Sanki bu evde herkes görünmez bir düzen içinde, müthiş bir ahenkle hareket ediyor...

ÇOCUK SAHİBİ OLMAYI PLANLIYOR MUYDUNUZ?

Planlıyorduk. Hatta uzun bir deneme sürecinden sonra tüp bebek mi yapsak diye düşündüğüm anlarda hamile olduğumu öğrendim! Bu, uzun bekleyiş sürecinin arkasından gelen müthiş bir mutluluktu.

ANNE OLMAK SİZE NE HİSSETTİRDİ?

Bu hissi gerçekten tarif edemiyorum. Heyecan, endişe, mutluluk, hiç tatmadığınız kayıtsız bir sevgi. Hiçbir sevgi türüyle kıyaslanamaz bence. Uykusuz geçen ilk gecelerde; nasıl böyle kusursuz bir şeyi içimde büyüttüğüme inanamayarak hayranlıkla hep onu izledim. Daha önce hiç bilmediğim bir sorumluluk ve sahiplenme duygusu tattırdı bana. Gittikçe büyüyen bir sevgiyle beraber hayatımdaki en önemli ve severek yaptığım şey oldu annelik.

SİZİN İÇİN ANNE OLMANIN EN HEYECAN VERİCİ YANI NEDİR?

Daha önce hiçbir varlığı böyle koşulsuz sevebileceğimi tahmin edemezdim... Bu enerjiyi ve sevgiyi hissetmek müthiş bir duygu. Onunla geçirdiğimiz her an çok heyecanlı benim için. Hamileliğimde ilk oluşum evrelerini takip ettiğim zamandan kişiliği oturmaya başladığı bugüne, bu küçük adamı izlemenin her adımı çok keyifli.

ANNELİĞİN SİZİ EN ÇOK ZORLAYAN YANI NEDİR?

Bizim şansımıza Memo çok iyi huylu bir bebekti. Ama şu an içinde bulunduğu iki yaş sendromu ve tantrumları -belki de hiç alışık olmadığımız için- beni baya zorluyor.

ANNELİĞE SPESİFİK BİR YAKLAŞIMINIZ VAR MI?

Ben genel olarak rahat bir insanım. Çocuk büyütürken nerede sert, nerede rahat olunacağına karar vermek gerekiyor bence. Uyku ve yemek düzeni/saati konusunda ilk zamanlardan beri devam eden çok sıkı bir programı var Memo’nun. Bunlar düzenli olduğu zaman çocuk da çok daha huzurlu oluyor; bu kesin bir gerçek bence. Akşam banyodan sonra yemek yiyeceğini, yemek yedikten sonra yatağa gireceğini biliyor. Onun için de sürpriz değil hiçbir şey. Onu, güven alanları içerisinde tutmaktan bahsediyorum... Belki de bu konularda rahat bir çocuk olmasının sebebi bu. Artık saati gelince 'hadi anne ben uyuyacağım yatır beni’ diyor. Bunun dışındaki her şeyi biraz oluruna ve akışına bırakıyoruz aslında.

ŞİMDİYE KADAR ANNELİKLE ALDIĞINIZ VE SİZE YOL GÖSTEREN EN İYİ TAVSİYE NEYDİ?

Her çocuğun bir düzeni olması gerektiği ve bu şekilde mutlu olup kendini güvende hissedeceği.

ANNELİĞE HAZIRLANIRKEN REFERANS ALDIĞINIZ KAYNAKLAR OLDU MU?

Çok popüler bir kitap olan What to Expect When You Are Expecting ve Gina Ford’un The Contended Little Baby kitapları bana çok faydalı oldu. İnternet sitelerinden ise Baby Center ve Romy and the Bunnies.

ANNELİK SİZE NE ÖĞRETTİ?

Muhtemelen tüm anneler gibi zamanımı daha efektif kullanmayı ve hayatı dengelemeyi öğrendim. 'Aman Memo uyanmadan şu işimi halledeyim de sporuma gideyim' diyerek bol koşturmalı, çok yoğun ama keyifli bir düzen oturttum. Hayatıma daha çok şey sığdırabildiğimi gördüm. Normal bir zamanda yapmaya üşendiğim birçok şeyi Memo’nun doğması ve o tempoya girmemle yapmaya başladım. Çocuklu hayatın getirdiği koşturmanın içinde spora gitmek, akşam eşimle baş başa yemek yemek, sinemaya gitmek daha kolay rayına oturdu. Gerçekten çok yorucu ama keyifli.

EVLİLİĞİ VE EBEVEYN OLMAYI DENGELEMEK İÇİN NELERE DİKKAT EDİYORSUNUZ?

Hayatımızı oğlumuza adapte etmeye değil; onu bizim hayatımıza adapte etmeye özen gösterdik hep. Ve ona hep şu mantıkla davrandık: O bizim hayatımıza geldi ve onun özü, bizim birliğimiz aslında. Üçümüz çok sık seyahate gidiyoruz ve bu seyahatlerde gündüz saatlerini daha çok onu eğlendirmeye yönelik aktivitelerle geçiriyoruz. Öğlen ve akşamları da onu pusetinde yanımızda uyutup keyfimize bakıyoruz. Tabii arada onu büyüklerimize emanet edip baş başa ve arkadaşlarımızla tatil yapmaya çalışıyoruz. Gün içindeki rutinimizde, ebeveyn olarak kendi hayatımızı devam ettirebilmemizi sağlayacak bir düzen oluşturuyoruz. Ekstra bir durum yoksa Mehmet’i akşam uyuması için yatağına koyan çoğunlukla biziz.

SEYAHATE GİTTİĞİNİZDE ÇOCUĞUNUZUN DÜZENİNİN BOZULMAMASI İÇİN NELERE DİKKAT EDİYORSUNUZ?

Eşim bu konuda çok yardımcı oluyor. Seyahatlerde yemek ve uyku düzeninin saatleri kaysa da asla bozulmaması için uğraşıyoruz. Uçak saatlerini, genelde uyku saatine denk getirecek şekilde ayarlıyoruz. Zaten üçümüzün yaptığı seyahatler eşim ve benim değil; Memo’nun tatili gibidir. Yani her şey onun düzenine uyarlanır. Şehir tatillerinde, daha gezmeli bir seyahatte eşimle aramızda paylaşımlar yapıyoruz. Uçak saatlerini doğru ayarlamak dışında çocukla sorunsuz yolculuk için diğer bir kurtarıcım ise havaalanına scooter veya bisikletiyle gitmek! Pusette oturmak istemeyen ama yürürken de yorulacak ya da zorlanacak yaşlardaki çocuklar için bence en büyük kurtarıcı. Diğer bir tecrübe edindiğim yöntem de o tatile özel yeni alınmış kitaplar ve oyuncaklar. Normalde doğal olarak elimiz hep çocuğumuzun en favori oyuncaklarına gider. Ama bunların yanı sıra ekstradan bir oyuncak veya kitap çocuğu yolculukta çok daha kolay ve uzun süre oyalayabiliyor. Yeni yeni uçakta çizgi film izlemeye de başladı. iPad ise tüm çarelerin tükendiği anlarda, en son kurtarıcımız olarak yardımımıza koşuyor. Ama bence çocuklar zaten uçağı ve uçağa binme eylemini çok sevip merak ediyorlar. Sırf etrafında olanlar bile Memo’nun ilgisini çektiği için çok da zorlanmıyoruz aslında. Camdan uzun süre diğer uçakları izliyor.

ÇOCUKLA BİRLİKTE SEYAHAT ETMENİN SİZCE NE TÜR FAYDALARI VAR?

Küçük yaşlarda birlikte çıkılan tatili çocuklar belki ilerde hatırlamayabilirler. Yine de seyahatin çocuk gelişimine çok büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Gördüğü her şeyin, duyduğu her sesin, her tecrübenin bir katkısı var. Ve özellikle çalışan anne-babalar için müthiş bir bağlanma şansı çünkü günlük hayatımızda anneanneler, babaanneler, arkadaşlar ya da yardımcı ablalar var. Bir de her gün işe gidip gelme durumundayız. Fakat dört günlük ailece baş başa çıkılan tatil, çok keyifli ve yeri dolmaz bir deneyim. Bence çocuk anlamaz ya da hatırlamaz diye düşünmemek ve onu da mümkün olduğu kadar erken bu düzenin içine sokmakta fayda var. Tabii eğer anne-baba tatile gitmeyi seven, seyahat eden bir çiftse...

ÇOCUĞUNUZ İLE BİRLİKTE YAPTIĞINIZ AKTİVİTELER NELER?

Kitapları çok seviyor Memo. Akşamları daha çok yatma vaktinden önce kitap okumayı seviyoruz. Kitapları odasında, onun erişebileceği bir yerde duruyor; böylece istediğinde gidip alıyor. Onun dışında legolarla, arabalarla, Playdoh hamuruyla oynuyoruz ve resim yapıyoruz. Altı aylık olduğu günden beri babasıyla yüzmeye Aqua Tots'a gidiyor. Babası zaten eski milli yüzücü; bebekliğinden itibaren baba-oğul gittiler ama artık o seviyeyi atladı. Derslere biz olmadan, öğretmeniyle tek başına giriyor. Onun dışında akşamüstü saatlerinde çocuklu arkadaşlarımızla bol bol oyun buluşması düzenliyoruz. Oturmaya başladığı andan itibaren Memo’nun yaşıtlarıyla birebir vakit geçirmesine özen gösterdik ve onu hep arkadaşlarıyla buluşturduk.

ÇOCUĞUNUZ VE KÖPEĞİNİZ ARASINDA NASIL BİR İLİŞKİ VAR?

Aslında iki çocuğum demek daha doğru olur! Oğlumuz doğduktan sonra köpeğimiz Pala gerçek bir ‘birinci çocuk/kardeş’ sendromu geçirdi... Hatta kendisine anti-depresan ilaç bile verdik çünkü bebeğe olan ilgimiz ve zaman kısıtı nedeniyle Pala’ya azalan ilgimiz onu çok üzdü. Ama şimdi her şey rayına oturdu. Pala zaten çok iyi huylu bir köpek. Sadece boyutuyla ilgili sorun yaşıyoruz bazen. Memo’ya istemeden çok çarpıp düşürdüğü olmuştur. Memo ona bu aralar biraz kızgın… ‘Terrible Two’ sebebiyle olsa gerek!

ANNENİZ VE AİLENİZ SİZİN ANNELİĞİNİZİ NASIL ŞEKİLLENDİRDİ?

Benim annem bana göre daha endişeli bir anneydi. Sanırım buna karşılık ben, biraz daha rahatım. Tabii konuşmak için henüz erken! Ama uyku, yemek ve saat düzenleri konusunda annemi örnek aldım ve iyi ki de öyle yapmışım. Bir de kalabalık ve çok yakın ilişkileri olan bir ailede büyüdüm ben. Büyüklerimden de hep ‘Fazla sevginin zararı olmaz’ cümlesini duydum. Bu söz her zaman aklımda ve ne kadar doğru olduğunu her an fark ediyorum.

HAYRAN OLDUĞUNUZ, ÖRNEK ALDIĞINIZ ÜNLÜ YA DA GERÇEK BİR ANNE VAR MI?

Babyccino Kids’in ortağı Amerikalı 4 (+1) çocuk sahibi Courtney Adamo’yu -sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla- çok özgür ve güçlü çocuklar yetiştirdiği için çok beğeniyorum.

EVİNİZİN HİKAYESİNİ ANLATABİLİR MİSİNİZ? DEKORASYON KONUSUNDA TEMEL FELSEFENİZ NEDİR?

Evimizin tadilatına ben hamileyken başladık aslında. Fakat Mehmet doğduktan bir buçuk ay sonra taşınabildik. Evimizin eklektik bir çizgisi var. Ben eski dönemlerden gelen mobilya, kumaş, kıyafet gibi her türlü eşyaya hayranlık duyarım. Ama fazlasının da boğduğunu düşünüyorum... O yüzden modern ile eskinin bir karışımı diyebilirim. Evde en önemli unsur rahatlık bizim için ve evimiz ben hamileyken tadilata girdiği için her şey bir bebek olacağı düşüncesiyle ama çok da aşırı önlemlere kaçılmadan yapıldı.

EVİNİZDEKİ FAVORİ EŞYALAR HANGİLERİ? EVİNİZDE EN SEVDİĞİNİZ KÖŞESİ HANGİSİ?

Evdeki en sevdiğim şeylerden biri eşimin ısrarıyla tekrardan açtırdığımız şömine. Mobilya olarak da çalışma odasındaki deri chester koltuğu çok seviyorum. Sanat eserlerinden de Serdar Girgin’in palyaçolarını ve Isabel Beyel’in kadın portresini.

Evin en sevdiğim bölümü mutfaktaki oturma alanı. Sıcacık bir köşe ve gün içinde de çok hareketli; akşamları ise benim sessizlik alanım.

ÇOCUĞUNUZUN ODASINI DEKORE EDERKEN VE RENKLERİ BELİRLERKEN NELERİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURDUNUZ?

Onun odasını bir bebek odası değil de bir çocuk, hatta ebeveyn odası yaparmış gibi dekore ettik. Renkler çok natürel ve her şey çok yalın çünkü zaten çocuk eşyaları ve oyuncaklarıyla oda gün geçtikçe renkleniyor.

Memo'nun yatağının başında duran zürafa Aslı'nın eşinin evlenmeden önceki evinden gelmiş. Çocuk odasında çok güzel duracağını düşünmüşler ve buraya yerleştirmişler.

YAŞADIĞINIZ YERDE ÇOCUK YETİŞTİRMENİN EN GÜZEL VE ZOR YANI NE?

Büyük bir bahçemizin olması en güzel yanı diyebilirim. Buna ek olarak bahçe kapısından çıktığınızda iki dakika sonra ulaştığınız upuzun ve yemyeşil bir yürüyüş yolu ve tertemiz bir çocuk parkımız var. Ama bence genel zorluk İstanbul’un dağ tepe oluşunda... Arabaya binmeden çok fazla bir yerlere gidemiyoruz ne yazık ki.

Memo'nun yazın bol bol vakit geçirdiği ağaç evi...

MODA HAYATINIZA NASIL GİRDİ VE BU İŞE NASIL YÖNELDİNİZ?

Giyinmeye her zaman meraklı ama efor sarf etmeyen biriydim. Ama hiçbir zaman moda okumayı düşünmedim. Üniversitede Reklamcılık ve Sosyoloji bölümlerini bitirdim ve bu süreçte her yaz neyi seveceğimi tespit etmek için reklam ajanslarında, büyük şirketlerin kurumsal iletişim departmanlarında staj yaptım. Okulun son senesinde Beymen’de staja başladım ve sonrasında satın alma asistanlığından yöneticiliğine kadar yükseldim.

ÇALIŞIRKEN ÇOCUK BÜYÜTME KONUSUNU DAHA KOLAY HALE GETİRMEK İÇİN BİR PÜF NOKTASI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?

İş ve çocuklu hayatı dengeleme konusunda zaman zaman zorlandığım elbette oldu ama öncelik her zaman çocuğumun. Bunu beyninize ve işinize entegre ettiğinizde bir süre sonra her şey kolaylaşıyor aslında. Benim çocuk konusunda çok toleranslı ve anlayışlı bir patronum var. Denge kurma konusunda en önemli şeylerden biri, ayrı kaldığınız saatlerin vicdan azabıyla çocuğunuzu şımartmamak bence.

GİYİM TARZINIZI NASIL TANIMLARSINIZ? FAVORİ TASARIMCILARINIZ KİMLER?

Belki de işin mutfağında bulunduğum için günlük hayatta en çok sade ve klasik parçalar giyiyorum. Yani koton gömlekler, dar kesim pantolonlar, boru paça jean’ler, V yaka trikolar... Aslında maskülen giyinmeyi sevsem de bazen çok feminen ve romantik görünümlere bürünebiliyorum. Tom Ford, Dries Van Noten ve Marc Jacobs tasarımlarını çok severim. Son dönemde de Alessandra Rich favorim. Günlük giyimdeyse en sevdiklerim Topshop, Reformation, Madewell ve son zamanlarda Boyner Fresh seçkisindeki markalar. Özel günlerde daha dramatik ve iddialı olmayı seviyorum. Bu tür günlerde vintage parçalara ve Dolce & Gabbana, Azzaro gibi markalara yöneliyorum.

STİL ÇİZGİNİZ ANNE OLDUKTAN SONRA DEĞİŞİME UĞRADI MI?

Aslında uğramadı; sadece topuklarım kısaldı. Eskiden çok daha yüksek topuklarla günü geçirebiliyordum ancak son yıllarda daha kısa topuklar tercih ediyorum. İşten gelip parka gitmemiz gerektiğinde de idare ediyorum bu sayede… Bir de her şeyi içine sığdırdığım kocaman çantaları da daha çok kullanmaya başladım.

YILIN EN SEVDİĞİNİZ VE UYGULAYAMAYA ALACAĞINIZ TRENDİ HANGİSİ?

Moda sektöründe olanlar için kış sezonu bitti sayılır! Dolayısıyla İlkbahar/Yaz 2017 sezonundaki trendlerden bahsetmek daha doğru. Bu yaz, safari kıyafetlerini anımsatan haki renkli, kalın pamuklu şortlar, ceketler, gömlekler ve tulumlar en çok giyeceğim parçalar.

ÇOCUĞUNUZUN KIYAFETLERİNE NASIL KARAR VERİYORSUNUZ VE ONUN İÇİN HANGİ MARKALARA BAŞVURUYORSUNUZ?

Kendi kıyafetlerimde olduğu gibi oğlumun gardırobunda da rahatlığı ön planda tutuyorum. Pijama alışverişiyse en keyif aldığım kısım diyebilirim.

BAĞLI KALDIĞINIZ GÜZELLİK VE BAKIM RUTİNLERİNİZ VAR MI? KURTARICINIZ OLAN MAKYAJ VE BAKIM ÜRÜNLERİ HANGİLERİ?

Benim en zayıf olduğum konu makyaj ve bakım sanırım. Ama aksatmadan kullandığım özel karışım olan bir yüz kremim var. Bunun dışında cildimi her zaman temiz tutarım.

TİPİK BİR PAZAR GÜNÜNÜZ NASIL GEÇER?

Aslında her pazarımız aynı geçmiyor ama mutlaka güzel ve uzun bir kahvaltı yapıyoruz. Bazen Belgrad Ormanı’nda yürüyüş bazen de evde hep beraber oyunlar oynuyoruz. Bahar ve yaz aylarındaysa öğleden akşama kadar bahçede eşimin sönmeyen barbeküsü eşliğinde arkadaşlarımız ve çocuklarıyla kalabalık ve eğlenceli zamanlar geçiriyoruz. Akşama doğru çocukların uyku saati gelince onlar yatağa, biz de sohbete devam.

EĞER DAHA ÇOK VAKTİNİZ OLSAYDI KENDİNİZ İÇİN NELER YAPARDINIZ?

Kendimi geliştirmek için birkaç kursa gitmek isterdim. Bir de yemek ve resim yapmaya daha çok zaman ayırmak...

ÇOCUĞUNUZA EN ÇOK NEYİ ÖĞRETMEK İSTERDİNİZ?

Kendisinin ve sahip olduklarının değerini bilmesini.

Kısa kısa…

Tipik kahvaltım... Çırpılmış Yumurta ve Avokado

Başucumda her zaman bulunanlar... Gün sonunda çıkardığım takılarım

Düz ayakkabı mı topuklu mu… Düz

En son okuduğum kitap... Yuval Noah Harari, Sapiens

İstanbul’da en sevdiğim mekan... Mangerie

En sevdiğim seyahat rotası... Deniz ve güneş olan her yer

... olmadan yaşayamam. Kahve!

En çok ziyaret ettiğim internet siteleri... WWD, The Tot, Babyccino Kids, Simple Mills, Habitually Chic, Moda Operandi

Beni mental olarak ayakta tutan... Ailem