GİRİŞ

E-Posta
Şifre

YENİ ÜYE

Ad
Soyad
E-Posta
Şifre
Şifre Tekrar
Ürün sepete eklendi
Aramıza Hoşgeldin!
Welcome Abroad!
Bültene başarıyla üye oldun.
Teşekkürler!
Thank you for subscribing to
our newsletter.

1500 TL ÜZERİ ÜCRETSİZ KARGO

İLK SİPARİŞTE %10 İNDİRİM İÇİN ÜYE OLUN! İNDİRİM KODU: HELLOPC10

Annelik Gerçekleri: Anne Zorbalığı...

Annelik Gerçekleri serimizin sizlerden gelen ilk yazısı Uzman Psikolog Bahar Gündüz Çakır'ın kaleminden, belki de günümüzün en önemli fakat en az konuşulan konularından biri olan "Anne Zorbalığı" üzerine...

Bilgi çağında yaşayan anneler olarak aslında çok şanslıyız. Aradığımız her bilgi bir tık uzağımızda. Ama o kadar çok bilgi ve görüş var ki ulaşabildiğimiz, hangisinin gerçekten doğru, bizim için uygun olup olmadığı konusunda arada kalabiliyoruz bazen. Aslında biz neyi arıyoruz? Mükemmel ebeveyn olmayı mı? Geçmişte yaşayamadıklarımızı telafi etmeyi mi? Harika, problemsiz bir çocuk yetiştirmeyi mi? Yoksa doğrusuyla yanlışıyla kendimiz olabilmeyi mi arıyoruz? Öyle bir arayış içindeyiz ki, sosyal medyada, okul bahçesinde, ebeveyn buluşmalarında, doğum günü partilerinde kimin neyi nasıl yaptığını konuşmadan, duymadan edemiyoruz. Herkesin bir fikri var! Bebeğimizi nasıl emzireceğimizden, nasıl uyutacağımıza kadar her şey herkesin dilinde. Annelerin, akrabaların ya da uzmanların diğer annelere verdiği bu bilgiler bazen kaygılandırıcı, yetersiz hissettirici ya da can yakıcı olabiliyor. Yabancı kaynaklarda buna “mom bullying (anne zorbalığı)” deniyor.

Yabancı bir mama markasının 2017 yılında 1000 anne üzerinde online olarak gerçekleştirdiği anketin sonuçları gerçekten çok çarpıcı. Ankete katılan annelerin %80’i diğer anneler tarafından zorbalığa maruz kaldığını düşünüyor. Annelerin yaklaşık %70’i anne zorbalığı meselesinin son 5 yılda artarak devam ettiğini düşündüklerini belirtmişler. İşin en üzücü yanı ise, bu zorbalığa maruz kalan annelerin yaklaşık %60’ının aynı zorbalığı başka annelere de yaptığını itiraf etmesi… Yani mesele gün geçtikçe çığ gibi büyüyor.

Michigan C.S. Mott Çocuk Hastanesi’nde ise 450 anneye yine ebeveynlik konusunda eleştiriye maruz kalıp kalmadıklarını anlamak için bir anket uygulanıyor. Bu araştırmanın sonucuna göre ise, 10 anneden 6’sı ebeveynliğinin eleştirildiğini söylüyor. Anneler arasında en çok tartışma konusu olan başlıklar ise yüzdeleriyle birlikte şöyle: %70 disiplin, %52 beslenme, %46 uyku, %39 anne sütü mü- formül mama mı, %20 güvenlik, %16 ise çocuk bakımı. Annelerin %37’si kendi anneleri, %36’sı diğer çocukların anneleri, %31’i eşinin anne-babası, %14’ü arkadaşları, %12’si etraftaki diğer anneler, %8’i ise uzmanlar tarafından eleştiriye maruz kaldığını belirtmişler.

Bizim kültürümüzde de tüm mahalle büyütür çocuğu. Herkes kendi mutlak doğrularını süzgeçten geçirmeden, kendinde söz söyleme hakkını görüyor. Anne olunca ben de daha iyi anladım ki, hem uzman olarak hem de anne olarak etrafıma verdiğim önerileri daha da hassas bir dille biraz daha üstüne düşünerek sunmalıyım. Uzmanların da kendine öz eleştiri yapma zamanı geldi bence. Geçenlerde ünlü bir profesör pedagog vınlama sesiyle çocuk uyutmanın çocukta gelişim geriliğine neden olabileceğini söyleyerek kanıta dayalı olmayan bir bilgiyle belki de birçok annenin kaygı ve suçluluk duymasına neden oldu.

Annelik öyle hassas, öyle biricik bir rol ki, anneliği nasıl yapacağımızı öğrenmeye çalışmak anne olmanın özündeki doğallığı kaybetmemize neden olabiliyor. Eleştirilmek, annenin kendisini yetersiz ve suçlu hissetmesine neden olarak özgüveninin sarsılmasına sebep olabiliyor. Kaldı ki, bir annenin isteyeceği en son şey de budur. Anneliğin doğasında kendi içgüdülerine, iç sesine güvenmek ve onlara bağlı kalarak harekete geçmek yatar aslında. Ama bu demek değildir ki, anneler ek görüşler almasınlar. Sanırım burada konuşulması gereken nokta, yardımcı olmak isteyen annelerin, uzmanların, akrabaların kullandığı dil ve sergiledikleri tavır… Söylenilenler karşısında kendimizi iyi hissetmediğimiz noktada ise, hemen duyduğumuz bilgiyi gözden geçirip bize ve çocuğumuza ne kadar uyduğunu takip etmeye çalışmak yapılacak en iyileştirici şey olabilir diye düşünüyorum.

Eminim çoğu anne veya uzman önerilerini verip, bilgilerini paylaşırken daha iyi bir dünya hayal ederek bunu yapıyorlar. Çoğu eleştiri, iyi niyetli bir yaklaşımın sonucu belki de… Bebek büyütürken en hassas konular postların altındaki yorumlarda tartışılıyor, herkes kendi deneyimini ve doğru bulduğunu yazıyor. “Çocuğumu nasıl uyutacağımı bilemiyorum… Hala memede uyutuyorum, yanlış mı yapıyorum? Aslında artık emzirmek istemiyorum ama emzirmezsem çocuğuma haksızlık mı ederim? Emzik versem mi, vermesem mi? Çalışmaya başlamak istiyorum ama ya çocuğumun psikolojisini olumsuz etkilersem? Geçen gün çok gergindim, duygularım ona geçti herhalde o yüzden uyuyamıyor. Doğumum çok zor geçmişti, acaba o yüzden mi bebeğim hep ağlıyor? Çocuğumla güvenli bağlanma yaşayabiliyor muyum acaba?…” Bu iç sesler size de tanıdık geliyor mu? Kim bilir kaç kez elimizde telefon çaresizce bu sorularımıza yanıtlar aradık. Ya da deneyimli bulduğumuz eşe dosta, annelere fikirler danıştık. Ama sanırım şimdi kendimiz için şu soruları sormanın vakti geldi: “Dinlediğim bu bilgiler bana iyi geliyor mu? Ne kadarı bana yardımcı oluyor, ne kadarı beni kaygılandırıyor? Çocuğumun annesi olarak ben ne yapmak istiyorum?”

Ebeveyn olarak bize iyi gelmeyen şeyleri nazikçe hayatımızdan çıkarmak önce kendimize, sonra çocuğumuza ve sonra da eşimize yapabileceğimiz en önemli iyiliklerden biri bence. Doğanın bize en büyük hediyesi olan annelik içgüdülerimize güvenerek bilgileri dinleyelim. Farkında olalım, seçici olalım ve anne zorbalığının önüne geçelim. Zaman, birlik olma zamanı!

Üye ol, ilk alışverişte %10 indirim fırsatı kazan!

Tüm sitede geçerli ilk alışverişinizde kullanabileceğiniz %10 indirim kodu için üye olun!