Annelikle ilgili aldığımız sayısız tesellinin yanında bilmemiz gereken bir şey var: Artık işimiz hiçbir zaman kolay olmayacak. Koşturma, çözüm üretme, bin parçaya bölünme...Artık yeni ‘normalimiz’ bu!
Kızım Lalin ile yaptığım ikinci uzun mesafe tatil macerası sırasında aklıma bir sürü soru düştü: Düzen kurmak doğru mu? Plan yapmamayı ne zaman öğreneceğim? Annelik ne zaman kolaylaşacak? Acaba ne zaman rahatlayacağım? Anlayacağınız üzere kendimi, annelik kavramını ve hatta hayatı bile sorgulatan bir tatil geçirdim! Evet, birileri bize hep ‘Şu zaman rahatlayacaksın’, ‘Şu yaşta işin çok kolaylaşacak’ diye teselliler verip duruyor peki ama annelik gerçekten bir gün kolaylaşacak mı?
Lalin doğduğunda aşırı uykusuz ve gazlı bir bebekti. Doğumuyla başlayan, yaşadığım zorluklara göre sürekli değişen ve asla yakalayamadığım o teselliler serisiyle sık sık karşı karşıya kaldım.
Ve hatta sırasıyla aldığım tesellilerin listesini bile yaptım:
- 40’ı çıksın rahatlarsın.
- Üç aydan sonra gaz geçiyor.
- Altıncı aydan sonra ek gıdaya geçince özgürsün.
- Bir yaşına gelsin gece tam uyumaya başlar.
- 18 aylık olunca göreceksin, çok farklı olacak.
- Diş çıkarma işleri bitsin her şey bambaşka olacak.
- İki yaş sendromunu atlattın mı düzlüğe çıkarsın.
- Okula alıştı mı iş bitti.
- Çok ara yaşta, biraz daha büyüsün her şey düzelecek.
İlk zamanlarda sudan çıkmış balık gibi her zorlukta çaresizliğe düşerdim. Tam ‘gaz bitti rahatladım’ derken; hop dişler başladı sonra araya giren hastalıklar, uyku düzeni çabaları… Tam bir zorluğu atlatıp ‘tamam artık rahatım’ dediğimde önüme farklı ve yeni bir sınav çıkıp durdu. Artık biliyorum ki yukardaki liste, yaş büyüdükçe uzayacak ve ben, asla yakalayamayacağım bir ‘rahatlama dönemini’ bekleyip duracağım. Bazen Lalin bir şey tutturup tepindiğinde kendimi ‘Aslında bebekken ne kolaymış!’ diye düşünürken buluyorum. Halbuki o zamanlar ölüp bitiyordum; bebek halini özlemek de nereden çıktı?
İlerde muhtemelen ders stresiyle boğuşacağım, arkadaş problemleriyle içim burkulacak, sonra ver elini ergenlik... Ergenlik sonrası üniversite stresi başlayacak, ‘tamam oldu artık’ derken final zamanı asabiyetleri, aşk dertleri, iş bulma sıkıntıları… Sonra evlenecek, çocuğu olacak, kim bilir belki torun bakacağım zamanlar bile gelecek! E ne oldu benim rahatlığa? O zaman, bu zaman derken hayatımız geçecek; biz rahatlama kaygısıyla gün geçirmeye çalışırken belki de geri gelmeyecek anları kaçırmış olacağız.
Artık şunu anladım ki zorluklar farklılaşarak biz annelerin hayatında varolmaya hep devam edecek... Lalin’den önce yaşadığım 28 yıl boyunca yaşadığım ‘rahatlık’ bir daha eskisi gibi hayatımda olmayacak. Çünkü ben bu dünyaya minik bir insan getirdim; her aşaması ayrı zor, sınırları zorlayan, fiziksel ve zihinsel olarak sürekli yoran bir macera bu. Artık kolaylaşıp kolaylaşmayacağını düşünmeden, her şeyi çok da kafaya takmadan keyfimize bakmayı öğrenmeliyiz. Çoğu zaman karşıma geçip “Anne olunca anlarsın!” diye söylenen anneme sinir olurdum ama gerçekten anne olunca anlıyorsun; bu iş ömürlük ve her aşaması ayrı keyifli ve ayrı zor… Zaten kimse kolay olacağını düşünmemişti, değil mi?
Anne olmak yeni bir evrene geçmek her kadın için. Hayatlarımızın sonsuza kadar değiştiği, her akşam yatarken şükrettiren, kendine daha iyi bakmanın her zamankinden daha önemli olduğunu hatırlatan ve hayatta uykusuzluktan çok daha önemli anlar olduğunu sana yaşatan muhteşem bir dünya burası. Yaşadığın her zorluk karşılığında, aldığın ufacık tepkilerle bile hayatı daha yaşanabilir kılan, tüm yorgunluğuna rağmen o ekstra birkaç saat sana onunla saçma oyunlar oynayabilme gücü veren bir sevginin dünyası. Hayatı sonsuza kadar değişen, her gün tüm zorlukların hakkından gelen tüm koca kalpli anneler, üzgünüm ama işimiz artık hiçbir zaman kolay olmayacak! Artık yeni ‘normalimiz’ bu... Koşturma, çözüm üretme, bin parçaya bölünme... Ama her birimiz için tek garanti olan şey, tüm zorluklara rağmen her günümüzün muhteşem ve mucizelerle dolu geçeceği!