Doktoru aramadan Google'a koşanlar, forum sitelerinde semptom sorgulayanlar, whatsapp anne gruplarında sorular soranlar... Hepimiz burada mıyız? İnternetin aktif kullanılmadığı, teknolojinin bugüne göre emekleme döneminde olduğu zamanlarda çocuk yetiştirme deneyimi ile bugünün ebeveynlik deneyimleri arasında doğal olarak büyük farklılıklar var. Today's Parents'da yayınlanan, yazar Kathy Buckworth'un kaleme aldığı makale, tam olarak bu konuya değiniyor. 1991 ve 2002 yılları arasında dört çocuk dünyaya getiren yazar Kathy Buckworth, internet öncesinde yaşadığı ebeveynlik deneyimini anlatıyor. Onun yazdıkları geçmişe küçük bir yolculuk yapmak için bize de ilham verdi. İşte internet öncesi ebeveynlik deneyimleri....

Google yerine kitaplardan yararlanma

Hamilelik uygulamaları, WebMD gibi içeriği güvenilir siteler olmadan bir hastalıkla ya da çocukların gelişim aşamalarıyla ilgili bilgi alınabilecek kaynaklar; çocuk doktoru, çevremizdeki deneyimli anne-babalar ve elbette kitaplardı. İnternetten önceki dönemlerde çocuğu olan ailelerin kütüphaneleri eminiz ki şu andakinden çok daha fazla ebeveynlikle ve genel sağlıkla ilgili kitaplarla doluydu.

Alışverişe çocuklarla gidilirdi

Online alışveriş sitelerinden bir tık'la tulumlar, ayakkabılar, okul çantaları almak mümkün. Hatta market alışverişiniz için bile artık evden çıkmanıza gerek yok. Ama bu konfor elinizin altından olmadan önce market ve diğer bütün alışveriş ihtiyacınız için evden çıkmak zorunda kalacak, o yüzden çocuklar da (eğer onlara bakacak biri yoksa) gittiğiniz her yerde size eşlik etme durumunda kalacaktı.

Uzakta olanlarla görüntülü konuşma şansı yoktu

Aynı şehirde yaşamayan akraba ve arkadaşlarınızın çocuklarınızla iletişime geçme şansı telefon görüşmelerinden ve mektuplardan ibaretti. Görüntülü konuşabilmek, mesafeleri ve duyulan özlemi azaltabilmesi, çocukların uzakta olan yakınlarını tanıyabilmesi açısından artık büyük bir nimet.

Fotoğraflar çok değerliydi

Okulun ilk gününde, doğum günlerinde, ailece gidilen tatillerde artık ardı ardına onlarca fotoğraf çekip anında sevdiklerimizle paylaşabiliyoruz. Akıllı telefonlardan önce böyle anlar için fotoğraf makinesi kullanmak dışında bir şans yoktu. "Bir an için sadece tek kare" olan bu fotoğraflar, telefon hafızamızda yer alan yüzlerce fotoğrafla karşılaştırılınca çok ama çok değerliydi.

Tüm aile sohbet halindeydi

Artık bir restoranda çocuklu bir aile gördüğünüzde, o çocukların elinde telefon veya tablet görmemek nadir bir durum. Yemekleri beklerken, yetişkinler aralarında konuşurken çocukları meşgul tutmanın kaçınılmaz yolu onlara telefon veya tablet vermek oldu. Oysa ki böyle bir olasılık ortada yokken, çocuklar aileleri ile daha fazla iletişim kuruyorlardı.

İletişim biçimleri değişti

İnternet dünyasındaki ve teknolojideki ilerleme, ebeveynlerin çocuklarıyla etkileşim biçimini de değiştirdi. Kitapları bile tabletten okuyabilmek, birlikte sayısı giderek artan dijital platformlardan film izleyebilmek, Youtube Kids gibi uygulamalar ile çocuklar dijital dünya ile baş başa bırakmak, onlarla geçireceğimiz kaliteli zaman aralığını bir hayli daralttı.

Okul toplantıları daha önemliydi

Okul whatsapp grupları ile fotoğraflarla, bilgilendirme mesajlarıyla, okula özel akıllı telefon uygulamalarıyla çocuğunuzun eğitim hayatını neredeyse anbean takip etme şansınıza sahipken, bizim ebeveynlerimiz için tek bilgi alma yolu öğretmenle yapılan yüz yüze görüşmelerdi.